31 Ağustos 2007 Cuma

Rüzgarlar ve Fırtınalar

Fırtına nedir ?

Fırtına rüzgarın alışıldık seviyeden daha hızlı bir şekilde esmesine denir. Rüzgar hızı 27 knot'ı geçtiğinde yani 7 bofor ve üzeri olduğunda rüzgara artık fırtına diyebiliriz. Fakat içinde bulunduğum Kalamış Marina'dan örnek vermem gerekirse kimine göre 15 knot havanın üstü kimine göre ise 30 knot havanın üstü ''fırtına'' adlandırılıyor. Dolayısıyla fırtına aslında çok yanlış kullanılan bir terim olup, kişinin yorumuna özgü bir kavram olmuştur.



Fırtınaya yakalanan yelkenli tekneler, herhangi bir limana yada marinaya sığınamayacak kadar açıktaysalar, fırtınaya hazırlık yapmaları gerekir. Şiddetli rüzgara karşı yapılacak en etkili önlem, yelkene camadan vurmaktır. Bunun anlamı yelkenin alanını küçülterek, rüzgardan daha az faydalanmaktır. Bu şekilde rüzgarın teknemizi bayıltıcı etkisinin birazda olsa önüne geçilmiş olur. O da yetmiyorsa teknedeki ana yelken indilir ve ön yelkenle(flok veya cenova) seyire devam edilir.


Geceleyin seyir yapan yatlar ve tekneler şiddetli rüzgarlara yakalandıklarında tüm ekipte güvenlik çakarları bulunmalıdır .Ayrıca ekip güvertede duruyorsa güvenlik bakımından herhangi bir yere bağlı olmaları tavsiye edilir. Çünkü hem dalgalı, sert rüzgarlı bir denizde hemde geceleyin, suya düşen adamın kurtarılması çok zordur. Ayrıca fırtınalı havalarda teknemiz dalgalar veya sağnak yağmur sonucu su alır, bunu boşaltmak için gerektiğinde sintine motorlarını açık bırakmak gerekebilir.


Tabiki bazı fırtınalar şimşekli ve gök gürültülü olabilir. Böyle durumlarda en güvenli yerler kapalı alanlardır fakat denizde de bunlara yakalanabiliriz. Eğer tanker, şilep, büyük yolcu gemileri gibi yıldırım tehlikesine karşı sistemlenmiş bir teknemiz yoksa en kısa sürede limana dönmek yapılacak en doğru davranıştır. Şimşeğin hareketi rastgele bir harekettir ne zaman nasıl oluşacağı bilinemez. Genelde bulutlar arası gezen bu elektriksel hareket bazen yer yüzünü de etkisi altına alabilir.

Şimşekli havalarda eğer denizdeysek, mümkün olduğunca metal ve metalik olan tüm aksesuarlardan uzak durmalıyız. Yıldırım, büyük olasılıkla en yükek yer olan yelken direğine isabet edecektir.


Eğer topraklaması yapılmamış bir yelkenlideysek direğin altına kalın bir kablo takılıp denize atılırsa, bir ölçüde de olsa topraklama yapabiliriz.

Ülkemizde tropik kuşaklardaki gibi veya okyanuslardaki gibi çok şiddetli fırtınalar oluşamaz. Ama gene de tedbir almak gerekir. En azından denizdeyken ve denize çıkarken hava raporlarına bir göz atmalıyız.
Sahil Güvenlik

30 Ağustos 2007 Perşembe

Misinalar

+ Büyük Halini Görmek İçin Resme Tıklayınız

Misina Özellikleri ve Tanımları

Test yükü: Misinanın kopmadan taşıyabileceği maksimum yükü belirtir. Genel olarak her misinanın etiketinde libre (LB) veya kilogram (KG) olarak belirtilir. Libre İngiliz ölçü birimidir ve sıklıkla ABD’de kullanılır. Elbette bizim alıştığımız birimden farklıdır. Basitçe Lb değerinin yarısını alın bunun biraz altını kg olarak düşünün. Yani 20 lb deniyorsa 10 kg’nin biraz altı 95..975 kilo gibi bir değer aklınıza gelsin. Formül olarak isterseniz 1 kg = 22 libre (1 Lb = 455 gr) 22 libre ise 10 kg. olur. Bu değerler “test” değeridir ve çoğu marka bu ağırlığa ulaşmadan kopar gider. Bu yüzden olası en ağır yükün en azından %30 fazlası test değerine sahip misinalar kullanın. Eğer 5 kg. bir kofana çekmek istiyorsanız en az 7 kg yani 18 librelik bir misinaya ihtiyacınız olacaktır. Misina seçimini sadece balığın ağırlığına bakarak yapamazsınız. Bilhassa kıyıdan avlanırken uygulayacağınız fırlatma gücü çok çok yüksek değerlere çıkabilir. Eğer 100 gr kurşun kullanıyorsanız bunu 50 m öteye fırlatmak için mesela 10 kg atar yük oluşturursunuz. Eğer misina bu yüke dayanamazsa kopar.

Esneklik

 Misinanın yüke bindiği zaman ne kadar uzadığını ifade eder. Bunun bir ölçüsü yoktur. Esnek olmayan çok esnek az esnek gibi basit tabirler kullanılır. Esnekliği yüksek olan bir misina balık çektiği zaman uzayarak yükü emer. Balık sürekli yoğun güçle çekemez. İlk anda uygulanan yoğun yük bu esneme sayesinde emilir ve balığın yakalanması kolaylaşır.
Şöyleki esnemeyen bir misina ise balığın bu ilk hareketinde yükü doğrudan balığın ağzına ve kamışa yada elinize verir. Esnek olmayan bir kamış bu ani darbe ile kırılabilir yerleştirdiğiniz yerden veya elinizden kurtulup gidebilir. Misinayı elle tutuyorsanız elinizi kesebilir. Ama balık ne olduğunu anlayamadan iğne damağına saplanmış olur. Eğer misina belli bir esnekliğe sahipse iğne balığın sert damağına saplanmadan önce uzayarak belli bir gecikme sağlar. Balıkçı bu gecikmeyi karşılamak üzere hızla tasmalar ki iğne balığın damağına otursun. Esnek olmayan bir misinada ise böyle hızlı tasmalama yaparsanız iğneyi kıracak yada balığın ağzını yırtacak kadar bir güç sağlarsınız. Ayrıca esnek olmayan bir misina kamışa vs. zarar verebilir.
Diğer yandan misinanın esnekliği azaldıkça balığın yemin kurşunun her hareketi doğrudan kamışa kadar ulaşır. Böylece daha hassas bir duyumsama sahibi olursunuz. Esnemeyen bir misina ve biraz tecrübe ile balığın vurduğunu yakalandığını çapariye kaç balık takıldığını kurşunun dipte gezindiğini birinin takımının sizinkini yakalayıp çektiğini vs. anlayabilir hatta yakaladığınız balığın cinsini vs. tahmin edebilirsiniz. Ama böyle bir misina ile her daim hazır olmanız gerekir bilhassa sazan levrek kofana gibi iri balık avında. Kamışı daima sağlam tutmalısınız. Misinayı asla elinizde tutmamalısınız yani şöyle kamış kullanmadan parmağıma koyayım balık gelince hissedeyim gibisinden.. Aksi halde balığın geldiğini bir hayli acılı ve kanlı şekilde kesilen elinizle anlayabilirsiniz.Orkinos kılıç balığı yayın gibi çok iri balıklar ile uğraşıyorsanız esnek olmayan bir misinadan uzak durun.

Hafıza

 Üzerinde pek durulmayan bir husustur ama aaafe keder verecek meselelerin nedenidir. Misina sarılı olduğu yerin şeklini korumaya çalışır. Örneğin makaranın şeklini korur ve attığınız misina havada ve suyun üzerinde uzatılmış bir helezon yay gibi serilir. Yemi fırlatıyorsanız havada sürtünme artar ve mesafe kısalır. Suya düştüğünde ise yüzey gerilimi artar ve yemin suya batışı gecikir. Suyun içinde de aynı etki sürdüğü için balığın misinayı görme ihtimali artar. Ayrıca bu kıvrımlar bazen kuş gözü denen düğümlere sebep olur ve misinayı zayıflatır. Toplarkende karışmaya daha meyilli olur.
Ayrıca hafızası yüksek bir misina bilhassa düğüm yerlerinde zayıflamaya meyillidir. Bir şekilde baskı altında çekilirse kurdela etkisi yaratır ve sert bir yay şeklini alır. Sonuçta deformasyon artar acayip şekiller ortaya çıkar ve misina çöpe gider. Çapari satanların sıklıkla söyledikleri “denize bir kere girdimi çaparinin işi biter” lafının sebebi bu mevzudur.
Bir misinanın düşük hafızaya sahip olması her zaman avantajdır. Ancak hafızasız olmasına güvenen modeller bunu etiketlerinde açıkca “low memory” “No memory” şeklinde belirtirler. Sıradan misinalar bu hususa dair hemen hiç bir bilgi içermezler. Basitçe misinayı kıvırın kıvırdığınız şekilde kalıyorsa hafızası yüksektir.

Görülebilme

Bu hususu iki şekilde ele almak gerekir. Suyun dışında görülebilme suyun içinde balığın görebilmesi. Suyun dışı bazen önemli olur yanınızdaki sizin takımınızı görüyorsa üzerine göz göre göre takım atmaktan imtina eder mesela. Ama bunlar teferruat hususlardır ve asıl önemli olan suyun içinde misinanın görülmesidir. Balık misinayı görürse ondan ürkebilir. Yayınlar kendine güvenen balıklardır misinaymış filan hiç umursamaz yemi götürür. Lüfer sülalesi dikkatini çeken bir şey varken misinaya dikkat etmez. Ama diğer pek çok tür misinadan ürker. Kimi türler -ki bunlar azınlıktadır şükür ki- hiç sokulmamayı tercih eder. Diğerleri ise ürkek davranır ama genede yeme yönelebilir çoğu zaman. Eğer balık misinayı göremiyorsa görse bile onu ürkütecek bir şeye benzetemiyorsa yeme saldırma ihtimali artar.
Suda görülme olayını kavramak için suda ışığın davranışını anlamak önemlidir. Gün ışığı suya girince emilmeye başlar. Önce kızıl ötesi kırmızı ve morötesi emilir. En son ise mavi ve morötesi görünmeyen ışık. Kırmızı bir şey suyun bir kaç metre altında donuk siyah haline gelir. Bu kolayca belli olan bir formasyon sunar. Daha derinlerde ise kırmızı şekil detaylarını kaybeder ve balıklar için kamuflajı artırır. Tipik saydam misinalar ise bu etkiyi göstermez. Yüzeyde ve yüzeyin altında misinaya vuran ışığın bir bölümü misinanın içinde aşağıya doğru uzanır. Sonuçta misina suyun içinde donuk bir çizgi halinde açıkca görülür hale gelir. Ayrıca taşıdıkları ışık etraflarında bir hale oluşturur ve misina olduğundan daha kalın bir görünüm alır. Bilhassa yüzeyden taşınan kırmızı ışık dipte daha az olduğundan misina karanlıkta parlayan bir lamba gibi belirgin hale gelir.
Bir diğer etmense misinanın rengidir. Pembe bir misina sizin için çok belirgin olacaktır fakat suyun içinde bu pembe griye dönüşür (kırmızı ışık ortamda olmadığı için) ve bilhassa dipte görünürlüğü azalır. Ama yüzeye yakın derinlikte pembe çok belirgin olacaktır. Mavi ise en az tercih edilecek olandır. Çünkü derinlik arttıkça ancak mavi ışık bulunur. Bu durumda mavi misina ışığı maksimum yansıtır ve görünürlüğü artar. Duman rengi gri ise ortamda bulunan ışığı daha çok emdiği için daha az dikkat çeker. Yeşil ise etrafta bolca yeşillik olan düşük derinliklerde balığın çok fazla dikkatini çekmez. Saydam misinalar ise bilhassa dışarıdan aldıkları ışığı içerde dağıtmaları yüzünden belirgin donuk bir hat halini alırlar. Diğer yandan yapıldıkları malzemenin sudan farklı kırma endeksine sahip olmaları yüzünden mercek etkisi gösterirler. Klasik misinalarda kullanım esnasında oluşan mikro çatlaklara giren su ile misina arasında oluşan kırılma ve yansımalar yüzünden misina saydamlıktan çıkar.. Işığın fazla olduğu sığ kesimlerde bilhassa bulanık sularda bu misinalar pek farkedilemez. Ama ortalama derinliklerde ve berrak sularda kolayca farkedilebilirler. Bu etkiler en fazla gece avında görülür. Sıradan bir saydam misina yüzeydeki ışık ve yakamozla kolayca görülür hale gelip balıkları ürkütür. Ama mehtaplı bir gecede bu etki azalır. Balıklarda daha fazla görüp yemlenebildikleri yüksekliklerde olduklarından ayışığında daha iyi avlanırlar.
Görülebilmeyi iyileştirmek yani daha az görülen ürkülen bir misina seçmek için bir kaç hususa dikkat edilebilir. En öncelikle daha ince misina mutlak daha az görünürlükteki demektir. Bir diğer husus ise misinanın rengidir. Bilhassa 20m’den az derinliklerde yeşil ve duman grisi (füme) renkleri daha zor ayırt edilebilen misinalardır. Daha derinlerde pembe renk daha zor görünür. Bazı özel misinalar enteresan şekilde suyun içinde tam saydam hale gelir ve görünmez. Bunu sağlayan ışığa gösterdikleri tepki suyunkine yakın kırılma endeksine sahip olmaları bağlı polimer yapılarının mikroçatlaklara pek meydan vermemesidir. Bu misinalar görülmeme konusunda tartışılmaz en avantajlı olanlardır.

Dayanıklılık

 Diğer yandan bir misinanın sıyrılmaya karşı direnci de önemli bir kriterdir. Misina kullanırken çoğu zaman bir yerlerden sürtünerek çekilir. Bu esnada mutlak şekilde yıpranır ama kimisi az kimisi ise çok. Genel kaide olarak sağlam misinalar bu hususta da iyidir. Bu sürtünme iki şekilde misinaya etki eder. Öncelikle misinanın yüzeyinden birazı sürtündüğü yerde kalır. Bu bariz şekilde misinanın yer yer incelmesine sebep olur. Diğer yandan bu sürtünme misina üzerinde çatlaklar oluşmasına yol açar. Bu su içinde görünürlüğü kötü etkiler. Bilhassa suyun dışında makaraya kamış kılavuzlarına vs. sürtünme fazlaca ısı üretir ve misina yumuşar uzar. Bu uzama sürtünme bölgesinde oluşur. O kadar ki misinanın bir tarafı aynen kalırken diğer yanının uzunluğu değişir ve ardından soğuma başlar. Bu durumda misina üzerinde çatlaklara yol açar. Ancak ısınınca yumuşamasına rağmen genişleme eğilimi göstermeyen misinalar bu sorundan daha az etkilenir. Bu özelliği sağlayan misinalar silikon katkılı veya çeşitli polimerlerle güçlendirilmiş misinalar olacaktır.

Misinalar bilhassa son yüzyılda büyük gelişmeler göstermiştir. Bunun sonucunda özellikleri farklı değişik tür misinalar boy göstermiştir. Bunları beş temel grupta toplamak mümkündür.

Monofilament Misinalar

 Bu tür misinalar standart konvansiyonel naylon misinaları kapsar.
Naylon ve benzeri karbon zinciri tabanlı materyallerden üretilirler. Bu nedenle saydam ve nispeten sağlam olurlar. Her yönden diğerlerinden daha kötü özelliklere sahiptirler. Ama esneklik olarak en önde gidenler bu türlerdir elbette esnek bir misina istiyorsanız. Bazıları kopmadan önce boyunun %40′ı kadar uzayabilir. Diğer taraftan çok büyük bir avantaja sahiptirler çok ucuzdurlar. Monofilamentin bilhassa sağlamlık yönünden geliştirilmesi ile termal monofilamentler silikon benzeri katkılı olanları vs. üretilmiştir. Bunlar biraz daha pahalı olmalarına rağmen son derece sağlamdırlar. Aynı kalınlıkta iki kata yakın yük kaldırabilirler. Esneklikleri gene fazladır. Ama bilhassa hafıza yönünden standart monofilamentten pek iyi netice vermezler.
Monofilamentin en zayıf tarafı düğümlere dayanıksız olmasıdır. Bu yüzden çamaşır ipi bağlar gibi alelade değil yükü çeken hattın en az zedeleneceği şekilde bağlantı yapmak gerekir. Bu ise bilhassa çapari düğümlerinde zor bir iştir. Eğer düzgün düğüm atabilseydik 035 beden yerine 020 rahatça kullanabilirdik sanıyorum.
Bir diğer dezavantaj ise UV ışığa çok hassas olmalarıdır. UV ışık naylon bazlı olan bu misinaların yapısını bozar. Saydamlıkları yavaşça kaybolurken çok kırılgan ve gevrek bir hal alırlar bu yüzden mümkün olduğunca güneş altında tutmamak gerekir. Doğrusu diğer tüm türlerde bir şekilde güneşten etkilenir ama monofilament hemen hepsinden daha fazla…
ABD pazarına yönelik olarak üretilen misinalarda çap belirtilmez yerine test yükü verilir. Bu durumda verilen yük değeri aslında sıradan monofilamentin hangi çapta kaldıracağını gösterir.

Örgü misinalar: Çok ince bir kaç monofilamentin veya bahsedilen diğer türlerin saç örgüsü gibi örülmesi ile elde edilirler. Bu sayede görülebilirlik nispeten azalırken sağlamlık artar. Fiyat ise makul seviyede kalır. Yapıldıkları malzemeye bağlı olsa da esnekliklerinin yüksek olması nedeniyle özellikle çok büyük orkinos ton balığı yada kavgacı balıklar olan yayınlar gibi avlar için en uygun misinalar olurlar.

Bu misinalar monofilamentten daha sağlam olan çeşitli fiber ve polimer malzemelerden üretilirler. Ama fiber kalın olursa kırılgan olur. Bunu önlemek üzere çok ince çok çok ince bir sürü fiber bir araya getirilir termal olarak birleştirilerek yapışmadan birbirine sıkıca sarılması sağlanır. Daha sonra da üzerleri plastik PVC ABS gibi bir materyalle sarılarak paketlenir. Bu misinalar son derece sağlamdır. Hafıza özellikleri çok düşüktür. Ama kolayca eskirler. Özellikle etraflarını saran koruyucu kabuk çabucak sıyrılır. Ayrıca saydamlığın avantajlarına sahip değildirler. Fakat iyi bir monofilamentin kalınlığından çok daha düşük bir kalınlıkta daha fazla yüke dayanabilirler. Bu yüzden suya batma havada süzülme gibi konularda son derece iyidirler. Fiyatları ise monofilamente göre çok yüksek olur.
Fused misinalar farklı fiber türleri ile elde edilebilir. Örneğin örümcek ağının hammaddesi genetik yolla koyunlardan sütleriyle elde edilerek bu işte kullanılabilmektedir. Polyester fiberglass dyneema gibi daha sentetik fiberler de olabilir. Hepsi aynı sağlamlık ve dayanıklılığa sahip değildir. Fakat monofilament ve sıradan örgü misinalarla karşılaştırınca acayip sağlam ve düşük esnekliktedirler.
Batma demişken çoğu fiberin gravite katsayısı sudan düşüktür. Buda misinanın yüzmesine yolaçar. Bu elbette batma açısından bir dezavantajdır. Ama ucuna taktığınız ağırlığı tutacak bir diğer husus misinanın sürtünmesidir. Daha ince misina daha az sürtünme demek olup kurşunun batmasını kolaylaştırır.

Avantajları

 

1-Kullanım Yaygınlığı: Mono misina en çok kullanılan ve pek çok farklı renk ve çekerde karşımıza çıkan misina türüdür.

2-Fiyatı: İp ve flourocarbon misinalara göre daha ucuzdur.

3-Esnek Yapısı: Mono misinalar şoku absorve etmek için esner bu ise pek çok avcılık için bir avantajdır. Özellikle takılma esnasında takımı kurtarmayı kolaylaştırır.

4-Aşınmaya Karşı Direnci: Aşınmaya karşı dayanıklıdır

5-Sarım Kolaylığı: Mono misinalar yuvarlak yapısı sayesinde makaraya kolay sarılır.

6-Kolay Düğüm Tutma Özelliği: Monofilament misinalar genel olarak yumuşak ve esnek oldukları için kolay düğüm tutarlar.

7-Geniş Renk Seçeneği: Pek çok renkte satılır. Ancak en çok şeffaf ve mavi renk tercih edilir çünkü suda daha az görünür.

Dezavantajları

1-Düşük Çeker Değeri:Monofilament misinalar aynı kalınlıktaki ip misinalara oranla çok daha düşük çeker değerine sahiptir. Yüksek çeker gerektiren avcılıklarda misinayı kalınlıştırmak gerekir. Ancak bu iki temel probleme yol açar. Birincisi misina kalınlaştıkça balık tarafında kolay görünür hale gelir. İkincisi ise misina kalınlaştıkça olta makinesine sarabileceğimiz misina metrajı azalır.

2-Kolay Deformasyona Uğraması: Mono misinalar suyu çeker. Naylon suyu çeken bir malzemedir. Bu nedenle uzun süre suya maruz kaldığında kopmaya başlar. Örneğin mono misinayı 24 saat suda tutarsak doyum noktasına ulaşır ve kopmaya başlar.

3-Güneş Işığına(UV Işınlarına) Karşı Son Derece Dayanıksız: Naylondan üretildiği için zamanla güneş ışığı yüzünden kolayca deforme olur.




İP MİSİNA

1980 yıllardan sonra ip misina kullanımı özellikle Japonya'da tekrar popülerlik kazanmaya başlıyor. 1990 yılında itibaren Spectra, Kevlar ve Dyneema gibi gel-spun süreci ve aramid fiberlerin piyasaya girmesi ile ip misina kullanımı yaygınlaşıyor. Superline ve microfilament örgü misinalar son derece ince ve sağlamdır. Hatta çelik telden bile 10 kat daha sağlam olanları mevcuttur.

Tüm ip misinalar polietilen olarak bilinen sentetik termoplastik ile üretilir. Daha sonra jel döndürme adı verilen süreç ile son derece ince ve pekçok fiberin bir ağ gibi örüldüğü bir yapıya kavuşur. Buna Dyneema veya Spectraadı verilir. Daha sonra ise kaplama sürecine geçilir ve ip misina oluşur.

Avantajları

1-Yüksek Çeker Değerleri: Örgü misinalar mono ve flourocarbon misinalara oranla çok daha yüksek çekerlere sahiptir. Bu sayede hem mono misinaya göre daha ince misina kullanımı sayesinde görünürlük azalır hem de olta makinesine daha çok misina sarabiliriz.

2-Daha Uzun Mesafeli Atış İmkanı: Örgü misinalar özellikle ip misina kullanımına uygun kamış ve makineler ile kullanıldıklarında çok daha uzak mesafelere ulaşırlar. Özellikle kıyıdan avcılık için büyük bir avantaj sağlarlar.

3-Düşük Hafıza: Örgü misinalar sahip oldukları düşük hafızaları sayesinde olta makinesi ve makaranın şeklini almaz. Bu sayede daha uzun süre güvenle kullanılır.

4-Güneş Işınlarına Karşı Dayanıklılık: Güneş ışığından ve tuzdan etkilenmez.

5-Hassaslık: Esnemediği için oltanın ucunda ki en ufak hareketliliği dahi hissesderseniz. Özellikle tasmalama gerektiren avlarda mükemmel sonuçlar verir.

6-Büyük Balıklarla Kolay Mücadele: Yüksek çekeri ve düşük esnekliği sayesinde büyük balıklarla mücedeleyi kolaylaştırır.

Hızlı batar, daha uzağa ulaşır ve özellikle derin su avcılığpında yemi daha derine indirir. Güneş ışığından etkilenmez.

Dezavantajları

 

1-Zor Düğüm Tutma: İp misinalar kaygan yapıları nedeniyle zor düğüm tutarlar. İp misinalar için düşük sürtünmede dahi tutabilen özel düğüm tekniklerini öğrenmek gerekir.

2-Zor Kesilir: İhtiyaç anında ip misinaları kesmek için misina makası taşımak gerekir.

3- Su altında Görünürlük: Su altında görünme ihtimali monoya göre yüksek olduğundan flourocarbon veya mono lider kullanımı gerektirir.

4-Sürtünmeye Karşı Az Dayanıklılık: Sürtünmeye karşı monoya oranla daha az dayanıklıdır.

5-Düşük Esneme Özelliği Nedeni ile Hafif Kalama Ayarı: Son olarak esneme özelliği olmadığı için daha hafif kalama ayarı ile kullanmak gerekir. Aksi halde balığa yemi iyice yutması için gerekli olan zamanı tanımamış oluruz.

Hangi yemler ile ip misina misina kullanılır?

1.Flipping: Düşük esneme özelliği ve sağlamlığı sayesinde özellikle otluk ve bitki örtüsünün sığ olduğu meralda çok iş görür heavy
2.Su üstü yemler
3.Drop shot tekniği
4.Döner Kaşıklar

Yukarıda ki anlattıklarımız ip misinalar hakkında genel bilgilerdi. Şahsi deüşüncelerime gelirsek ip misinaların büyük çoğunluğu yüzer özelliğe sahiptir. Ancak bazı ip misinalar özellikle batmaları için üretilniştir. Örnek olarak Sufix 832 örgü misina özel olarak batan modeldir. Bu tip ip misinalar ise özellikle sırtı, jigging ve derin dalar sahteler ile mükemmel sonuçlar verir. Yüzer özelliğe sahip ipler ise su üstü sahteler, özellikle kurbağa vb silikon yemler ile iyi sonuçlar verir. Bunun yanı sıra özellikle bitki örtüsünün sık olduğu alanlarda döner kaşık ve gagasız sahteler ile güvenle avlanabiliriz. İp misinanın esnememe özelliği sahteye daha iyi aksiyon vermemizi sağlar. Özellikle ip flouro karbon kombinasyonlarında sağlam düğüm tercih edilmelidir. Eğer fırdöndü ile bağlarsak o zaman ip misinanın esnememe özelliği ortadan kalkar.

 

İp Misina ile İlgili Terimler

Standart İp(Standard Braid) — Tipik örgü misina.

Fused Braid(Eritme Yöntemi ile Elde Edilmiş Örgü Misina)— Moleküler olarak değiştirilmiş ve ısıl işlem görerek birleştirilmiş çekirdeğe sahip örgü misina. Fused örgü misinalar daha sert ve daha sağlamdır. Özellikle spin avcılığı için tavsiye edilir.

Hollow-Core Braid— Bu misina tarzı lider misina ile birleştirmek için özel olarak boşluk bırakılmış çekirdeğe sahiptir. Mono veya flourocarbon lider ile kolayca kullanılır.

Polyethylene—İp misinaların ana malzemesi olan sentetik termoplasttık

Gel-Spinning— Polietilenin örgü misinaların her bir katını oluşturacak şekilde bükülmesi süreci.

Dyneema— Hollanda şirketi DSM tarafından üretilen bükümlü örgü misina.

Spectra— Amerikan şirketi Honeywell tarafında üretilen bükümlü misina.

Carrier— Çok katlı ip misinaların her bir katını oluşturan kat. Örneğin 8 kat örgü misinanın her bir katına carrier denir.

Pic— Her bir örgü polietilenin bir diğeri ile kesişme noktası

Pics per Inch (PPI)— Her bir inch başına düşüen kesişme noktası. PPI ne kadar fazla ise ip o kadar pürüzsüz olur.

 

Dyneema Misinalar

Dyneema Stren marka misinalarla bu piyasaya girmiş sentetik bir fiber türüdür. Temelde kevlara rakip bir şey ararken Japonya’da geliştirilmiş olup çok sağlam dağcı halatları paraşüt ipleri kurşun geçirmez elbiseler gibi uçtaki işlerde kullanılırlar. Dyneema’nın bazı türlerinden de son derece kaliteli misinalar üretilebilir. Bu noktada piyasada standart dyneema veya kevlar lifleriyle micro dyneema’dan (dyneema’nın misina için en elverişli olan türü) üretilmiş misinalar bulunabilir. Hepside son derece sağlamdır. Dyneema lifleri örgü veya fused şeklinde bir araya getirilebilir. Dyneema/Micro Dyneema tabanlı fused misinalar hafızasız olmakla hiç bir şekilde esnememeleriyle bilinirler.
Dyneema yük dayanımından önce sağlamlığı ile öne çıkar. Sıradan balıkların bu misinayı dişleriyle kesmesi pek mümkün değildir. Böylece lüfer/çinekop levrek turna gibi avlarda çok avantajlı olurlar. Tipik kancaya bağlı çelik tel durumunu bir yere kadar gereksiz hale getirirler. Literatürde bu misinaları kocaman köpekbalıklarının kesemediği yazılıdır. Temel sebep balık ısırınca liflerin yayılıp dişlerinin arasındaki boşlukta kalıyor olmasıdır. Ancak piranha gibi sık ve çok keskin dişlere sahip balıklar bu misinaları bazen kesebilirler. Müren levrek lüfer hani turna gibi bizim sahamıza giren balıkların bu misinaları kesmeleri pek mümkün değildir. Kendi tecrübelerimden maket bıçağının bunu keserken köreldiğini ancak yan keski veya iyi çelikten bir bıçak ile kesmenin mantıklı olduğunu biliyorum.
Daha çok örgü şeklinde kullanılan standart dyneema’lar ise daha sağlam olmalarına karşın çok yumuşak olmalarıyla öne çıkarlar. Yumuşak olmak toplarken atarken vs. daha fazla dikkat gerektirir. Çok kolay düğüm olabilirler. Ama esneyip hafıza sahibi olmadıkları için biraz uğraşıp düğümler açılabilir. O kadar ki igneden misinayı sökmeniz mümkündür. Ama bunu ancak bir dikiş iğnesi vs. marifetiyle halkaları açarak yapabilirsiniz. Sökülen misina sanki hiç düğümlenmemiş gibi olur. Dyneema grimsi beyaz bir renge sahiptir. Buda suda kolay görünmeye vasıla olur. Bu yüzden fosforlu yeşil gri pembe gibi renklere boyanırlar. Ama dyneema boyayı pek iyi tutmaz ve bir süre sonra kendi rengine döner. Kaliteli dyneema misinaları diğerlerinden ayıran etkenlerden biride bu renk tutma konusudur. Bu belki bir avantajda olabilir misinayı permanent kalemle boyayarak farklı renge dönüştürebilirsiniz örneğin.


 Florokarbon Misinalar

 Bu malzemenin kırılma indisi suya yakındır. Üstelik suyu hiç bir şekilde emmez üzerinde mikroçatlaklar oluşmaz. Bu özelliklerle suyun içinde görünmez olurlar. Haa %100 denemez ama eğer burada bir misina var mı diye aramıyorsanız onu görmeniz farketmeniz nerdeyse imkansızdır. Bazı türler suyun dışında farklı bir polarizasyon şeması gösterir ve nerdeyse parlar. Böylece suyun dışında nerdeyse burdayım diye bağırıp çok iyi görünürken su içinde görünmez olan misinalar elde edilir. Bilhassa ürkek balıklar olan yalnız gezen balıklar turna levrek gibi avlar için ideal misinalardır. Esneklikleri düşüktür. Dayanıklıkları ise sıradan monofilamentlere göre daha yüksek olmasına rağmen dyneema gibi süper misinalardan çok daha düşüktür. Bu özellikleri ile benim görüşüme göre şok çekici ve iğnelerin takıldığı ana takım için ideal misinalardır. Özellikle yoğunluğunun (=ağırlığı) yüksek olması batmasını hızlandırır ve kurşunun daha efektif olmasını sağlar. Fiyatları ise beklenebileceği üzere yüksektir ama çok pahalı denecek kadar fazla da değildir.


Fluorocarbon misinamononun yapamadığı herşeyi yapar. Genellikle lider misina olarak kullanılırlar. Suda görünmez, aşınmaya karşı son derece dayanıklı. Bu nedenle ip misina ile mükemmel bir tamamlayıcı olarak kullanılır. Esnektir ancak mono kadar kıvrılmaz. Suyu tutmaz ancak öz kütlesi yüksek olduğundan batar özelliğe sahiptir. Bu sayede yem ile kamış ucu arasında daha az gevşek misina olur. Soğuk havalarda kırılganlaşmaz ve güneş ışığından fazla atkilenmez. florin, karbon ve hidrojenin kimyasal olarak bağlanması ve daha sonra ekstrüzyon işlemine tabi tutulması ile oluşur. En önemli özelliği ışığı yansıtmak yerine kırmasıdır. Bu sayede suda görünmez olur. Son derece sert ve aşınmaya karşı dayanıklı. Ancak düğüm atmak zordur. Suyu tutmaz. Flourocarbon. berrak sularda özellikle jig head ve silikon kombinasyonlarında hassaslığın ve görünmemenin birlikte gerektiği alanlarda, derin dalan ve batan yemler ile mükemmel sonuçlar verir.

 

Hangi yemler ile fluorocarbon misina misina kullanılır?
1. Jig yemler
2.Sığ yüzen crankbait sahteler
3.Solucanlar
4.Döner kaşıklar

Genellikle lider misina olarak kullanılırlar. suda görünmez. aşınmaya karşı son derece dayanıklı. Bu nedenle ip misina ile mükemmel bir tamamlayıcı olarak kullanılır.

Çelik Tel

Çelik teller dişli balıkların avında lider misinas olarak kullanılır. Ayrıca derine inilmesi gereken bazı sırtı avlarında da kullanılır. Uskumru ve lüfer, orkinos gibi dişli balıkların avı için.

Misinada Doğru Renk Tercihi

Misinarengini doğru tercih etmek en az misina türünü doğru tercih etmek kadar önemlidir. Mavi, yeşil, şeffaf ve daha pek çok renk tercihi yapılabilir. Şeffaf misina berrak sularda daha az gürünür. Bu nedenle iyi bir tercihtir. Mavi renk misinalar özellikle ışığın yoğun olduğu yaz aylarında iyi bir tercihtir. Yaz aylarında mavi renk misinalarda siz ışığın kırıldığını görürken balık bunu göremez bu sayede misinanızı takip etmek kolaylaşır. Sarı renk misinalar ise karanlık ve ışığın az olduğu ortamlarda tercih edilmelidir. Bu sayede misinayı takip etmek kolaylaşır. Yeşil renk misinalar ise özellikle yoğun bitki örtüsüne sahip sularda misinanızı iyi kamufle edecektir.

 




Monofilament Lines
Düz bir çizgi anlamına gelmektedir. Balıkçılıkta naylon misinayı temsil etmektedir.

Co - Filament Lines
Cobalt liflerinden üretilmiş bir misinadir. Sürtünümlere karşı naylondan daha dayanıklı ve daha güçlüdür. Naylon misinanın üzerine Cobalt lifleri kaplanarak üretilir.

Fused Lines
Çok sayıda polietilen kaplamasından üretilen misinadır. Çok ince, güçlü ve makinadan rahat sökülmesiyle tanınır.

Braided Lines

Örgülü misina.

Fluorocarbon Lines
Suda görünmeyen bir misina olarak reklamı yapıldığından böyle bilinmektedir. Bu misina son yıllarda naylon misinanın önüne bu sayede geçmiştir. Tam olarak görünmez değildir ve tam görünmez misina yoktur. Bütün misinalar balılklar tarafından görülmektedir. Bazıları daha fazla bazıları da suyun kırılma noktasına daha yakın oldukları için daha az gözükmektedirler. Renksiz naylon misinanın kırılma yani saydamlık noktası 1.53 ile 1.65 arasındadır. Suyun kırılma (saydamlık) noktası 1.33'tür. Fluorocarbon misinanın da 1.40 tır. Yani suya cok yakındır ve bu nedenle gözle daha az görülmektedir. Bazı firmalar yaptıkları deneylerde 1.39'a ulaştıklarını açıklamışlardır.




Balık anotomisi


Tatlı su veya tuzlu su da yaşayan balıkların hepsinin vücut anatomisi aynıdır sadece balina ve yunus bunun dışında kalır onlarda solunumları itibari ile farklılık gösterirler onun dışında vücutlarındaki bütün organlar aynıdır.Balıklar su içerisinde yaşamlarını sürdürdükleri için vücut yapıları da buna uyumludur.

Balık, solungaçları ile solunum yapan, vücut ısıları çevreye bağlı olarak değişen, soğukkanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen, suda yaşayan omurgalı hayvanların genel adı.

Bir kulakçık ve karıncıktan meydana gelen yüreklerinde daima kirli kan bulunur. Yürekten çıkan kirli kan solungaçlarda temizlendiğinden, vücutta temiz kan dolaşır. Ağızdan alınan su, solungaçlardan dışarı atılırken suda çözülmüş oksijen, osmozla kana verilir. Bu arada suda bulunan besinler ise yutulur. Köpek balıklarında su hem ağızdan hem de ilk solungaç yarığından alınır. Tuzlu su balıkları su içtikleri halde, tatlı su balıkları su içmezler. Gerekli su ihtiyaçlarını solungaç zarlarından osmozla alırlar. Deniz balıkları içtikleri suyun tuzunu böbrekle değil, solungaçları ile ayırır. Balıklarda göğüs ve karın yüzgeçleri çift, sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri tektir. Tek yüzgeçler nadiren birden fazla olsalar da simetrik çiftler meydana getirmezler.Uçan balıklar çok gelişmiş olan göğüs yüzgeçlerini açarak bir-iki dakika su üstünde uçabilirler. Yaşadığı yerlerde su kuruduğu zaman balçığa gömülüp akciğer solunumu yapabilen, sürünerek gölden göle geçebilen, kısa bir süre havada uçabilen, elektrik ve ışık üretebilen çeşitli balık türleri mevcuttur. Balıkların pulları birbirleri üzerine kiremit gibi dizilmiş, kemiksi, kaygan ve antiseptiktir. Antiseptik mukus salgısı, üzerine yapışan bakteri ve sporları yok eder.

Balıkların hareket etmesinde önemli rol oynayan değişik kuyruk tipleri mevcuttur. Çatallanmış kuyruk tipine “difiserk”, çatallı olup eşit parçalı olana “homoserk”, köpek balıklarında olduğu gibi çatalları eş olmayan kuyruk tipine de “heteroserk” denir.

Balıklar omurgalı canlılar içerisinde sayıca en fazla olanıdır. Çalışmalarda balık türünün 40.000 kadar olduğu söylenmektedir. 




Balıkların günümüzde sportif ve akvaryumdaki değeri yanında büyük bir protein kaynağı olması ticari değerini arttırmaktadır. Balıkların yeryüzündeki dağılımları o kadar geniştir ki, Antartika sularında, sıcak tropikal sularda, acı sularda, tatlı sularda, ışığın ulaştığı dağ derelerinde veya insanların henüz ulaşamadığı oldukça derin ve karanlık sularda yaşayabilmektedir. Üç türlü beslenme görülür: Herbivor (otçul), karnivor (etçil) ve omnivor (hem et hem de bitkisel besin yiyenler). Yalnız çenelerinde değil, bütün ağız boşluklarında ve yutaklarında sıralanış ve şekil olarak birbirinden farklı birçok diş bulunur. Bu genelde beslenme şekillerine göredir. Bazılarında farinks (yutak) dişleri gelişmiştir. Yalnız Mersin balıklarında ve Demet solungaçlılarda diş bulunmaz.

Duyu Organları

Görme organları
Balıklarda gözler yüksek omurgalı lara benzer. Kornea daha düz ve mercek daha yuvarlaktır. Kornea, merceğin önünde koruyucu bir görev yapar. İris; kırmızı, siyah, portakal rengi, mavi, yeşil olabilir. Balıklarda göz yapısı, yaşadıkları çevreye uygun bir özellik arz eder. Işığın kolay geçtiği temiz sularda yaşayanlar iyi görür ve renkleri ayırt ederler. Derinde yaşayanlarda gözler oldukça büyük olup, ışığın zayıf olarak ulaştığı daha derinlerde teleskop gözlü olanlarına da rastlanır. Bulanık sularda yaşayan balıklarda ise gözler küçülmüştür. Kör mağara balıklarında gözler görev yapmaz. Işık olmadığından gözlere ihtiyaç duymazlar. Balıklarda gözyaşı bezi ve göz kapağı bulunmaz. Yalnız Raja balıklarında üstten gelen ışığa karşı gözü korumak için üzeri pullu kalın bir kapak vardır. Balıklar dinlenme halinde yakını görür, uzak için uyum yapar. Memelilerde durum tersinedir. Bazı dişli sazanlarda gözler yatay bir bantla ikiye ayrılmıştır. Üstteki kısım havada, alttaki kısım suda görmeye yarar. Böyle balıklara "dört gözlü" denir.

Balıkların sudaki görme duyuları hakkında yapılan araştırmalarda aşağı ve geri hariç, gözlerinin çok geniş bir görüş vizyonuna sahip olduğu, birçok yırtıcı balığın renkleri çok net ayırdığı tespit edilmiştir. 


Suda görüş karadakine göre farklılıklar taşır. Su bir renk filtresi gibi görev yapar. Derine indikçe ve bulanık sularda bu etki daha da artar ve renklerin canlılığı azalır. Renklerin su altında derinliğe göre görünüş yüzdesi aşağıdaki tabloda olduğu gibidir.

Renk 3 Metrede 6 Metrede 9 Metrede
Kırmızı 6.5 0.4 0.25
Turuncu 50 25 12
Sarı 73 53 40
Yeşil 88 78 69


Tat alma organı

Balıklarda tat alma cisimcikleri dudaklarda, farinkste, burun epitelyde baş derisinde bıyıkların uçlarında yerleşmiş olduğu gibi bazılarında da ağız içinde yerleşmiştir. Balıklarda dil yoktur. Olanlarında da gelişmemiştir. Sazanların ağzı içinde çok kalın kastan yapılmış yastık şeklinde bir yapı bulunur. Bu organ tat almaya yarar. Balıklar bazı maddeleri memelilerden daha iyi ayırt edebilirler. Sazanlar tatlı, tuzlu, acı suyu ve asitli ortamı ayırt edebilirler.

Dokunma duyusu
Dokunma duyusunda bıyıkların rolü büyüktür. Bıyıklar tat almada etkili olduğu gibi, besin bulma ve dokunma organı olarak da görev yaparlar.

Balıkların baş, gövde ve yüzgeç derileri üstünde tomurcuk veya çukurcuklar halinde küçük duyu organları mevcuttur. İçlerinde sinir uçları dallanmış haldedir. Görevleri; yaklaşan düşmanı, sıcaklık değişimini, besin ve tuzluluğu hissetmektir. Duyuda yan organın da etkisi önemlidir. Bazı derin deniz balıklarının yüzgeç ışınlarında uzamış olan bazı kısımlarında duygu organları yer almıştır.

İşitme ve yan organ (Yanal çizgi)

Balıklarda dış ve orta kulak yoktur. İşitme organı bir kapsül içinde bulunan iç kulaktan ibaret olup, sudaki ses titreşimlerini idrak eder. Bu işitme organına “labirent” denir. İşitmede etkili olduğu gibi, dengenin sağlanmasında, ağırlık ve yer çekimi tespitinde de önemli rol oynar. İçlerinde kalsiyum karbonattan yapılmış “otolit” adı verilen cisimcikler de bulunur. Bazı balıklarda hava kesesinin ön kısmının her iki yanında iç kulakla ilişkili dörder adet kemikçik bulunur. “Weber cihazı” adını alan bu sistem ses dalgalarını ve basınç değişimini iç kulağa ileterek daha iyi işitmeğe yardım eder. Küçük frekanslı titreşimler, yanal çizgi sistemiyle idrak edilir. Bu, vücudun yanlarında derinin altında uzanan içi mukus dolu bir çift kanaldır. Belirli aralıklarla bu kanalı pulların arasından veya ortasından dışarı bağlayan yollar, bu yolların ucunda içinde sıvı ve sinir hücreleri bulunan bir torba vardır. Sudaki titreşimler bu sıvıya geçerek sinir hücreleri tarafından idrak edilir. Mesaj daha sonra sinirler vasıtasıyla beyne iletilir. Bir başka balığın hareketinin doğurduğu titreşimleri, yanındaki balık bu yolla duyar. Yan organ çok alçak frekanslı titreşimleri idrak edip işitmeye yardımcı olduğu gibi, su akıntısının yönünü, sıcaklık ve soğukluk farklarını da tespit eder. Yan organ işitmede de yardımcı olur. Ses ve basınç dalgalarını tespit edebilir. Kemikli balıklarda, vücudun her iki yanında solungaçlardan kuyruk yüzgecine kadar uzanır.

Koku duyusu
Balıklarda burun (nostril), solunum için değil, suda çözünmüş kimyasal maddeleri koklamaya yarayan bir duyu organıdır. Koku alma kapsülleri üst çene üzerinde bulunan bir çift (veya bir adet) burun çukuruna yerleşmiştir. Koku maddelerini taşıyan su burun deliklerine girip çıkarken, koklama kapsüllerini yalayarak sinirleri uyarır. Bu duyu köpek balıkları gibi bazı balıklarda çok kuvvetlidir. Köpek balıkları kan kokusunu yüzlerce metre uzaktan alabilirler.

Yüzme kesesi
Balıkların suda batmadan durmasını sağladığı için önemlidir. Sindirim kanalının bir uzantısı olup, sırt tarafta torba şeklindedir. İçi CO2, O2 ve azot gazları ile doludur. Balığın yoğunluğunu, suyun yoğunluğuna göre ayarlar. Balık suda batmadan durmak için, içindeki gazı artırarak keseyi şişirir. Yüzerken havasını azaltır. Bazı balıklarda yüzme kesesi ikiye ayrılmıştır. Yüzme kesesi solunum, hidrostatik görev, ses meydana getirme ve bazı uyartıları hissetmede de etkilidir. Bütün balıklarda hava kesesi bulunmaz. Böyle balıklarda yağlı vücut ve göğüs yüzgeçleri batmalarına mani olur. Dip balıklarında ise zaten gereksizdir.

Üreme
Yumurtlama zamanlarında dişi balık, bir kaç saat içinde dibe binlerce yumurta bırakır. Erkek, yumurtalar üzerine sperm ihtiva eden sıvısını püskürterek yumurtaları döller. Böyle döllenmeye vücut dışında cereyan ettiğinden “dış döllenme” denir. Yumurtadan çıkan yavrular, etraftaki “plankton” denen küçük organizmaları yiyerek gelişirler. Köpek balığı gibi bazı balıklarda döllenme, dişinin vücudunda olur. Yumurtalar vücut içinde açıldığından doğuruyormuş hissini verir. Böyle doğurucu balıklara “ovovivipar” denir. Zaman zaman bazı balıklar hermofrodit (erkek ve dişi organa sahip) olurlar. Uskumru, sazan ve alabalıklarda bu duruma rastlanır.

25 Ağustos 2007 Cumartesi

Yem çeşitleri

Amatör balıkçı için yemlik balık hariç balık yakalamak amaçlı kullanılan iki tür yöntem vardır :
1-Yemli balık avcılığı
2- Sahte yemler ile balık avcılığı
Sahte yemler balık çeşitleri ve davranışlarına göre gruplara ayrılır :
Klasik Balık Taklitleri :
Bunların başında Rapala, Yo-zuri ve Daiwa gibi markaların ürettiği ve piyasada genel olarak ” Rapala ” diye tabir edilen taklit edilmiş sahte balıklar gelir.Bu tür sahte balıklarda kendi içlerinde de gruplara ayrılırlar.Örneğin dalan bir sahte balık derin sularda çok iş yaparken levrek gibi balıklar için sığ suda kullanılma amacı ile üretilmiş su üstü sahte yemleri bulunur.
Yapay Balıklar
Yavru veya yaralı balık taklidi ile yırtıcı balıkların dikkatini çeken ağaç veya plastikten yapılmış yapay yemlerdir. 1900'lü yılların başına dayanır. O zamanlarda elde yapılan, amatörlerin kendileri için yapıp kullandıkları bu tahta balıklar sonralarda hem balık amatörü hem de ticari dehası olanlar tarafından bugün neredeyse sektör haline gelmiştir. Bilgi almak için tıklayın.
Kaşıklar
Kaşıklar balığın dikkatini çekerek saldırıp yakalanmasını sağlayan parlak gümüş renkli veya renkli metalden yapılmış araçlardır.Bilgi almak için tıklayın.
Plastik yemlerGerek denizde, gerekse iç sularda yaşayan balıklar, canlı-cansız yapay, bitkisel metal, silikon ve elyaf olup yem görünümü veren her şeye atlarlar. Bir havlunun püsküllerine, kaz ördek, horoz gibi hayvanların tüylerine, hayvan iç organlarına, balık görünümündeki parlak metal ya da silikon cisimlere, bakla, mısır, fasulye gibi sebzelere de gelirler. Ancak balıkların seçtikleri ve özellikle hemen geldikleri yemler vardır.
Canlı Balık
İstavrit, İzmarit, İstrangilos, Kolyoz, Uskumru, Zargana,İskorpit gibi balıklardan elde edilen yemlerdir.Bilgi almak için tıklayınız. 
Ak yemİstavrit, İzmarit, İstrangilos, Kolyoz, Uskumru, Zargana gibi balıklardan elde edilen yeme "AKYEM" adı verilir.Bilgi almak için tıklayınız.
Yumuşakçalar

 Sübye(Mürekkep Balığı)yem olarak kullanılması

Bilgi almak için tıklayınız...
Kabuklular
.Bilgi almak için tıklayınız. 
Canlı yemler
Mamun,Yengeç,Karides,Kurtçuklar,Canlı Balık vs gibi deniz canlılarıdır.Bilgi almak için tıklayınız.
Hamur YemlerÇeşitli balıkların avlandığı bir yem olsa da,daha çok kefal balığı avında kullanılan bir yem çeşididir.Bilgi almak için tıklayınız.

14 Eylül 2006 Perşembe

Amatör Balıkçılık Hakkında


Amatör Balıkçılık nedir?

Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla
yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen,
avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık
etkinliğidir.

Amatör Balıkçı nedir?

Amatör balıkçılık etkinliğinde bulunan gerçek
kişiyi ifade etmektedir.

 Amatör Balıkçı Belgesi (ABB) nedir?

Amatör balıkçılık yapmak isteyen gerçek kişiler,
21 Ağustos 2008 tarihli, 26974 sayılı ‘‘2/2
Numaralı Amatör (Sportif) Amaçlı Avcılığı
Düzenleyen Tebliğ’’ kapsamında söz konusu tebliğ
ile getirilen yasak, sınırlama ve sorumluluklara
uymak şartıyla amatör balıkçılık yapabilirler.Bu
kişilere müracaatları halinde amatör balıkçılık
yaparken  yanında bulundurmak istemeleri
durumunda veriliş tarihinden itibaren 5 yıl geçerli
olmak üzere, İl ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüklerince “Amatör  Balıkçı Belgesi” verilir.
Bu belgenin alınması veya avcılık sırasında
bulundurulması zorunlu değildir.


Yabancı uyruklu kişilerin amatörbalıkçılık yapabilmesi ne şekilde olur?

Ülkemizde devamlı olarak ikamet eden, resmi
misafir veya geçici olarak görevli bulunan yabancı
uyruklular Misafir Amatör Balıkçı Belgesi ile
avlanabilirler.

Misafir Amatör Balıkçı Belgesi nasıltemin edilir?

İl ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri
tarafından, her yıl belirlenen bir bedel karşılığında
2 yıl süre ile geçerli olmak üzere Misafir Amatör
Balıkçı Belgesi verilir

. Denizlerimizde amatör balıkçılık
yaparken avlayamayacağım türler, avcılık 8 9
yapabileceğim yerlere ilişkin yasaklar ve
kullanabileceğim av vasıtaları ile yöntemleri
hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir?
Denizlerimizde yapacağınız amatör su ürünleri
avcılığına ilişkin;
a. Yer yasaklarına,
b. Av vasıtaları ve yöntemleriyle ilgili
düzenlemelere,
c. Türlere ilişkin yasaklamalara,
www.sgk.tsk.tr ve www.denizcilik.gov.tr internet
adreslerinden; ‘‘2/2 Numaralı Amatör (Sportif)
Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ’’
(Tebliğ No.:2008/49)’e ulaşarak gerekli bilgilere
ulaşabilirsiniz.
Yabancı turist kişilerin Amatör Balıkçılıkyapabilmesi ne şekilde olur?
Denizlerimizde tekne ile avlanmak isteyen yabancı
amatör balıkçılar, “Amatör Balıkçılık Turizm
İzni”ne sahip olanlar vasıtasıyla ve “Avlanma
Pulu” almak suretiyle avlanabilirler. Yabancı
uyruklu amatör balıkçılar ise; herhangi bir izin,
belge veya avlanma pulu almaksızın;  amatör balık
avcılığıyla ilgili derneklerinin sportif balık avcılığı
yarışmaları kapsamında ya da denizlerimizde
sadece karadan olmak ve ‘‘2/2 Numaralı
Amatör (Sportif) Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını
Düzenleyen Tebliğ (Tebliğ No.:2008/49)’’de geçen
kurallara uymak kaydı ile avlanabilirler. 10 11

Amatör Balıkçılık Turizm İzni kimlereverilir?

Amatör balıkçılık turizmi faaliyetinde bulunacak
olan vergi mükellefi gerçek ve tüzel kişilere,
alındığı tarihten itibaren 2 yıl geçerli olmak üzere
İl/İlçe Kültür ve Turizm Müdürlükleri’nce amatör
balıkçılık turizm izni verilir.
Amatör Balıkçılık Turizm İzni’ne sahipkişilerin sorumlulukları nelerdir?
Bu belge sahibi gerçek ya da tüzel kişiler,
avlandırdıkları amatör balık avcılarının
‘‘2/2 Numaralı Amatör (Sportif) Amaçlı Su
Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ (Tebliğ
No.:2008/49)’’de belirtilen kurallara uygun olarak
avlanmasından sorumludur. Adı geçen Tebliğ ile
belirlenen kurallara aykırı olarak balık avlatan
avlanmasına engel olacak tedbirleri almayanların
belgesine el konularak iptal edilir. İki yıl süre ile
yeni belge verilmez.

Avlanma Pulu nasıl temin edilir?

Amatör balıkçılık turizm iznine sahip olanlar,
İl/İlçe Kültür ve Turizm Müdürlükleri’nden,
her balık avı partisine katılacak her bir yabancı
amatör balık avcısı için her yıl belirlenen bir bedel
karşılığında avlanma pulu almak zorundadırlar.
Avlanma pulu verildiği günden itibaren 3 gün için
geçerlidir.


Denizlerimizde avlanan amatör balıkçıların avlayabileceği türler ile söz konusu türlerin avlanma limitlerine ilişkin bilmem gerekenler nelerdir? 
Türler Boy limiti (cm) (en az) Miktar limiti (en fazla)
Akya 30 3 adet
Barbunya - Tekir 13 Kg
Çipura 15 Kg
Deniz turnası 60 1 adet
Gobene (Tombik) 40 3 adet
İstavrit 13 Kg
Kalkan 40 2 adet
Kefal 20 Kg
Kolyoz 18 Kg
Levrek 18 Kg
Mercan 15 Kg
Orkinos (Ton) 90 1 adet
Palamut - Torik 25 Kg
Pisi 20 Kg
Sinagrit 20 Kg
Uskumru 20 Kg
Uzun kanat orkinos 60 1 adet
Yazılı orkinos 45 2 adet
Hani 30 3 adet
Karagöz 18 Kg
Lagos 45 3 adet
Lüfer 20 Kg
Orfoz 45 3 adet
Sargos 21 Kg

Yukarıda yer alan tabloda belirtilen türlere ve avlanma limitlerine yönelik ilgili hususlar aşağıda yer almaktadır.

  • a. %5 küçük olan boylara izin verilir.
  • b. Adet cinsinden limit verilen türlerde kilogram (kg) cinsinden limitlere bakılmaz.
  • c. Kg cinsinden limit verilen türlerde, avlanılan tür tek veya karışık olsun 5 kg’ı geçemez. Kg cinsinden sınırlama getirilen türlerde, tek bireyin 5 kg’ı geçmesi halinde, bu birey yasal limitler dahilinde kabul edilir.
  • ç. Adet miktarı her türün ayrı ayrı avlanabileceği miktar olmayıp, gün içinde avlanabilecek toplam balık sayısıdır.
  • d. Adet sınırlamasına tabi birden fazla türün avlandığı durumda, avlanılan balıklar tek tür gibi kabul edilir.Bu durumda avlanılan toplam balık adeti 3’ü geçemez.
  • e. Adet ve kg sınırlamasına tabi türlerin karışık olarak avlandığı durumda ise, adet sınırlamasına tabi türün avlanabileceği adetten az olması halinde, avlanılan tüm balıklar için kg sınırlaması esas alınır.

Denizlerde amatör avcılık nasıl ve ne şekilde yapılabilir?

Denizlerde amatör avcılık yapılmasına ilişkin
hususlar aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.

a.  Denizlerde amatör avcılık, zaman yasağına tabi 
değildir.
b. Denizlerde özel avlanma izni gerekmeyen yerler 
haricinde gün içinde av saati sınırlaması yoktur.
c. Denizlerde amatör avcılık parakete, pinter ve 
sepet gibi tuzaklar hariç olmak üzere; her türlü 
olta takımı, serpme, yemlik uzatma ağı ve su altı 
tüfeği ile yapılabilir.
ç. 2/2 Numaralı Amatör (Sportif) Amaçlı Avcılığı 
Düzenleyen Tebliğ’de özellikleri belirtilerek 
izin verilenler dışındaki her türlü ağ, tuzak ve 
patlayıcı, öldürücü, bayıltıcı, uyuşturucu, uyutucu, 
uyarıcı maddeler, karpit, sönmemiş kireç, 
balık otu vb. ile su ürünleri avcılığı yapılması, 
bu maddelerin gemilerde ve av mahallerinde 
bulundurulması yasaktır.
d. Bir amatör avcı en fazla 4 olta takımı 
kullanabilir. Olta takımındaki iğne sayısı, çapari 
hariç 6 adedi geçemez. 
e. Denizlerde gece zıpkın ve su altı tüfeği ile avcılık 
yapılamaz.
f. Su altı tüfeği ile yapılacak avcılıkta ışık kaynağı, 
şnorkel hariç yapay hava kaynağı, tüp, nargile, 
her türlü soluma cihazı ve yedek hava kaynağı
kullanılamaz.  Ancak amatör su altı avcılarının 
emniyeti açısından, en fazla 6 Volt gücünde fener 
bulundurulabilir.
h. Su altı tüfeği ile orfoz ve lahos avcılığı 
yapılamaz.
g. 1 Mayıs - 30 Eylül tarihleri arasındaki dönemde 
şamandıralarla sınırları belirlenmiş yüzme alanları 
içinde, zıpkınla veya su altı tüfeği ile su ürünleri 
avcılığı yapmak yasaktır. 
ğ. Avlanması tamamen yasak olan türler dışındaki 
su ürünlerinin avcılığında her türlü doğal yem, 
mamul doğal yem ve yapay yemlerin denizlerde 
yapılan amatör avcılıkta kullanılması serbesttir.
h. Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan kafeslere 100 
metreden daha yakın mesafede su ürünleri avcılığı 
yapılması yasaktır.
ı. Tırıvırı-paraşüt olarak adlandırılan av 
aracının üretimi, satışı, istihsal yerleri civarında 
bulundurulması ve su ürünleri avcılığında 
kullanılması yasaktır.
i. Limanlarda, balıkçı barınak, barınma ve çekek 
yerlerinde dalış yapılarak su ürünleri avcılığı 
yapılması yasaktır.
j. Kültür ve tabiat varlıklarını korumak amacıyla 
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenerek, 24 
Eylül 2001 tarihli, 24533 sayılı Resmi Gazete’de 
koordinatları ilan edilen bölgelerde her türlü dalış 
yapılarak su ürünleri avcılığı yapmak yasaktır.

AMATÖR DENİZCİLİK İLE İLGİLİ MEVZUAT

No:2008/49).
Yukarıda belirtilen mevzuata; www.sgk.tsk.tr, 
www.denizcilik.gov.tr ve www.resmigazete.gov.
tr internet adresinden ulaşabilirsiniz. Konuya 
ilişkin mevzuattaki değişiklikler ile birlikte bu 
broşürdeki hususlar da değişecektir.

1 Ocak 2006 Pazar

Su Ürünleri Yönetmeliği

SU ÜRÜNLERİ YÖNETMELİĞİ
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Resmi Gazete Tarihi: 10/03/1995
Resmi Gazete Sayısı: 22223
BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam ve Tanımlar


Amaç ve Kapsam

Madde 1 -
 Bu Yönetmelik, su ürünleri stoklarını korumak ve su ürünleri kaynaklarından ekonomik olarak yararlanmak üzere, su ürünleri ruhsat tezkereleri, sportif amaçla yapılacak avcılık, istihsal yerlerinin değiştirilmesi,avcılıkta patlayıcı ve zararlı maddelerin kullanılması, su ürünleri istihsal yerlerine dökülmesi yasak olan zararlı ve kirletici maddeleri, istihsal vasıtalarının vasıf, şartları ve bunların kullanılması,su ürünleri avcılığının düzenlenmesi, trol avcılığı, arızi olarak istihsal edilen su ürünleri, su ürünleri sağlığı, su ürünlerinden yapılacak mamul ve yarı mamul maddelerin üretimi, su ürünlerinin pazarlaması ile ilgili usul, esas, yasak, sınırlama, yükümlülük, tedbir, kontrol ve denetimine ait denetimine ait hususları kapsar.

Dayanak

Madde 2 -
 Bu Yönetmelik 22.03.1971 gün ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 3 - 
Bu Yönetmelikte geçen;

Kanun: 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununu,

Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı�ı ,

İl ve İlçe Müdürlüğü:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlüklerini,

Su Ürünleri: Denizler, iç sular ve suni olarak yapılmış havuz, baraj,gölet, dalyan ve çiftlik gibi tesislerde tabii veya suni olarak istihsal edilen, yetiştirilen su bitkileri, balıklar, süngerler, yumuşakçalar, kabuklular, memeliler, sürüngenler gibi canlılarla bunlardan imal edilen ürünleri,

Su Ürünleri Müstahsilleri: Ticari amaçla deniz ve iç sularda su ürünleri istihsal eden kaptan, balıkçı reisi, balıkçı ve tayfa gibi gerçek kişiler ile tüzel kişileri, bunların ortak ve çalışanları ile su ürünleri yetiştiricilerini,

İstihsal Yerleri: Su ürünlerinin yetiştirildiği ve doğal olarak ürediği, avlanma, üretim, yetiştirme ve istihsal yapılmak üzere, içinde veya üzerinde herhangi bir istihsal vasıtasının veya tesisinin kurulabildiği, kullanılabildiği su sahalarını,

İstihsal Vasıtaları: Su ürünlerinin avlanma, üretim, yetiştirme ve istihsalinde kullanılan gemiler, ağlar,her türlü araç ve gereç ile malzeme, teçhizat, alet, edevat, yem, takım ve tesisleri,

Uzatma Ağları: Balıkların galsamalarından ağa takılması veya ağa vurdukları esnada yaptıkları hareketlerle ağlara sarılması yada sık gözlü ağa çarparak, seyrek gözlü ağda torba yapmak suretiyle yakalanmalarını sağlayan istihsal vasıtasını,

Çevirme Ağları: Balıkların etrafını çevirmek ve bunları ağ içerisinde hapsetmek suretiyle yakalanmalarını sağlayan istihsal vasıtasını,

Gırgır Ağları:(Ek tanım: 18/03/2003 - 25052 S. R.G. Yön./1. md.) Alttan büzülen çevirme ağlarını,

Alamana Ağları: (Ek tanım: 18/03/2003 - 25052 S. R.G. Yön./1. md.) Alttan büzülmeyen, voli ağları olarak da adlandırılan çevirme ağlarını,

Sürütme Ağları: İnsan gücü veya mekanik bir güçle istihsal alanının dibinden sürütülerek çekilmek suretiyle toplanıp karaya veya gemiye alınabilen su ürünleri istihsal vasıtasını,

Çökertme Ağları: İstihsal sahalarında suyun dibine veya içine çökertilmek suretiyle kullanılan su ürünleri istihsal vasıtasını,

Serpme Ağlar: Balığın üstten atılan ağ ile kapatılmasını ve ağ içinde kalmasını sağlayan istihsal vasıtasını,

Trol: Gemiye bağlı ve mekanik olarak, dipte su içinde veya su yüzeyine yakın kesimlerde sürütülerek çekilen ve su ürünlerinin bir torbada toplanarak avlanmasını sağlayan istihsal vasıtasını,

Ağgözü Açıklığı: ( Değişik tanım: 18/03/2003 - 25052 S. R.G. Yön./1. md.)(*) Ağ ıslakken, ağ ipinin ve düğümünün kalınlığına bakılmaksızın, gergin halde bir ağ gözünün birbirine karşılıklı iki düğümü arasındaki mesafedir. Ağın akış yönü dikkate alınarak, birbirini takip eden yirmi ağ gözünde yapılan ölçümün ortalamasını,

Balık Boyu: Ağzı kapalı iken balık başının ön ucu ile kuyruk yüzgecinin en uzun ışınının bitim noktası arasındaki izdüşüm uzunluğunu,

Sportif Avcılık: Ticari amaç dışı ve spor amacıyla amatör olarak yapılan su ürünleri avcılığını,

Atık: Fiziksel , kimyasal ve biyolojik özellikleriyle karıştıkları alıcı sulara da dolaylı veya doğrudan zarar verebilen ve ortamda doğal bileşimin ve özelliklerin değişmesine yol açan katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerle enerjilerini,

Alıcı Su: Atık suların boşaltıldığı göl, baraj, dere, akarsu, yeraltı suları, kıyı deniz veya diğer su kaynaklarını ,

Atık Su:Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucu kirlenmiş ve özellikleri değişmiş suları,

İfade eder.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
NOT : (*) 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile değiştirilen tanım için Tarihçeye bakınız.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
TARİHÇE : 1 - 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile değiştirilen tanım metni:
Ağgözü Açıklığı: Ağ ıslakken, ağ ipinin kalınlığına bakılmaksızın, içten içe ölçülen ve tesadüfi olarak seçilen on ağ gözünün birer kenar uzunluklarının ortalamasını,
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

İKİNCİ BÖLÜM :
Ruhsat Tezkeresi

Ruhsat Tezkeresi Alma Yükümlülüğü, Usulü ve Şekli

Madde 4 - 
Su ürünleri istihsalinde bulunacak gerçek ve tüzel kişiler, gerek kendileri ve gerekse istihsalde kullanacakları gemiler için Ruhsat Tezkeresi almakla yükümlüdürler. Ancak gemide toplam çalışanların %20 sini geçmemek üzere, 15 - 18 yaş arasındaki balıkçı yardımcıları ruhsat almaksızın çalıştırılabilir.

Ruhsat Tezkeresi almak üzere, gerçek kişiler ikametgahlarının, tüzel kişiler merkez veya şubelerinin bulunduğu, gemilerin sahip veya donatanları ise geminin bağlı olduğu yerin en büyük mülki amirine dilekçe ile başvururlar.

Kaymakamlığa verilen dilekçeler valiliğe gönderilir. Valilik dilekçelerini il müdürlüğüne intikal ettirir. İl müdürlüğü ilgili dairelerin görüşlerini de alarak gerekli incelemeleri yapar, sonuç olumlu ise Ruhsat Tezkeresi verilir. Ruhsat Tezkereleri, İl Müdürlüğünce �uhsat Kayıt Defteri�e kayıt edilir.

(Değişik fıkra: 18/03/2003 - 25052 S. R.G. Yön./2. md.)(*) Tüzel kişiler ve balıkçı gemileri için düzenlenen ruhsat tezkerelerinin süresi iki yıl, gerçek kişiler için düzenlenen ruhsat tezkerelerinin süresi ise beş yıldır. Bu süre ilgililerin müracaatı üzerine, ortak ise ortak olduğu su ürünleri kooperatif veya birliğinden, ortak değil ise kendilerine en yakın su ürünleri kooperatif veya birliğinden, il sınırları içerisinde su ürünleri kooperatif veya birliğinin bulunmaması durumunda, il veya ilçe müdürlüklerinden su ürünleri istihsali yaptıklarını gösterir belge getirmeleri kaydıyla verildiği valilikçe vize edilerek tüzel kişiler ve balıkçı gemileri için ikişer, gerçek kişiler için beşer yıllık sürelerle uzatılır.

Su ürünleri kooperatifleri ve birlikleri üyelerinin ruhsat vize işlemlerini topluca yaptırabilirler.

Ruhsat süresinin sona erdiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde vize işleminin yaptırılması zorunludur. Ancak özürünü belgeleyenler için bu süre 1 ay daha uzatılır.

Vize işlemini yaptırmayanların ruhsatı iptal edilmiş sayılır. Ruhsatı iptal edilmiş olanlar iki yıl süre ile yeni ruhsat talebinde bulunamaz. Ruhsat Tezkeresinin kaybında, ilan vermek suretiyle yenisi alınabilir.

Gerçek kişiler, tüzel kişiler ve gemiler için Ruhsat Tezkereleri bu yönetmeliğin 1, 2, ve 3 nolu eklerinde belirtilen formlara uygun olarak düzenlenir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
NOT : (*) 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesi ile değiştirilen fıkra için Tarihçeye bakınız.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
TARİHÇE : 1 - 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesi ile değiştirilen fıkra metni:
Ruhsat tezkerelerinin süresi iki yıldır. Bu süre ilgililerin müracaatı üzerine , istihsallerini belgelemek ve üye ise üye olduğu su ürünleri kooperatif ve birliğinden, üye değil ise ikametgahı itibariyle en yakın su ürünleri kooperatif ve birliğinden, il sınırları içerisinde kooperatif veya birliğin bulunmaması halinde, İlçe Müdürlüklerinden su ürünleri istihsali yaptıklarını gösterir belge getirmeleri kaydı ile valilikçe vize edilerek ikişer yıllık sürelerle uzatılır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ruhsat Tezkeresi Alma Şartları

Madde 5 - 
Ruhsat Tezkeresi almak üzere müracaat eden gerçek kişilerin; 18 yaşını bitirmiş bulunmaları ve Hükümet takibinden alacakları sağlık raporunu, ikametgah belgesini, dalgıç ve balık adamların ise ayrıca resmi kuruluşlardan alacakları Dalgıç ve Balık Adam belgesini ibraz etmeleri gerekmektedir.

Gemiler için verilen Ruhsat Tezkeresine ait ruhsat numarasının, plaka olarak görülebilecek bir şekilde gemiye takılması zorunludur. Bu plakanın şekil ve özellikleri Bakanlıkça belirlenir.

Ortaklarının tamamı Türk vatandaşı olmayan tüzel kişiler Ruhsat Tezkeresi alamazlar. Ancak, Yabancı Sermaye Mevzuatına uygun olarak kurulmuş tüzel kişiliklere, projeleri ve teknik yeterlilikleri Bakanlıkça onaylanmak kaydı ile Ruhsat Tezkeresi verilebilir.

Bu yönetmeliğin 13 üncü maddesinde öngörülen şartları taşımayan ve denizde su ürünleri istihsalinde bulunanlar için �enize Elverişlilik Belgesi�ni ibraz edemeyen gemilere Ruhsat Tezkeresi verilmez.

Orman bölgelerinde veya sulama tesislerinin bulunduğu sularda su ürünleri istihsalinde bulunacak Ruhsat Tezkeresi sahipleri, ruhsatlarını ayrıca mahalli Orman veya Devlet Su İşleri Teşkilatına vize ettirmekle yükümlüdürler.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM :
Sportif Avcılık
Avlanma Vasıtaları ve Avlanabilecek Miktar

Madde 6 -

Sportif avcılık; yasak olmayan yer ve zamanlarda, paraketa dışında kalan çapari, seğirtme ve kaşık dahil her nevi oltalar ile, 5 kg ağırlığa kadar serpme ağlar ve kepçelerle yapılır.

Bunların dışındaki sportif av araç ve gereçlerinin kullanımı Bakanlıkça belirtilen esaslara uygun olarak İl Müdürlerince verilecek izinle yapılabilir. Ayrıca, kiralanan istihsal sahalarında yapılacak sportif avcılığın esasları Bakanlıkça belirlenir.

Deniz ve içsularda avcılık ile ilgili her türlü sportif faaliyetler Bakanlığın iznine tabidir.

Spor amacıyla avlanacak kişi başına günlük su ürünleri miktarı Yönetmeliğin 4 nolu ekinde belirtilen miktarları geçemez.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM :
İstihsal Yerlerindeki Değişiklikler
İstihsal Yerlerinin Değiştirilmesi

Madde 7 -
 Genel, katma ve özel bütçeli idareler ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan su ürünleri istihsal yerlerinin doldurulması, kurutulması, kısmen veya tamamen şeklinin değiştirilmesi ile baraj gölü, ark, barınak,çekek yeri, barınma yeri, mendirek, set, liman, iskele, pompaj, suni ada, platform gibi tesislerin yapılması, su ürünleri istihsal yerlerinden kum,çakıl, taş, maden gibi maddelerin çıkarılması, bu yerlere taş, toprak, moloz gibi madde ve malzemeler ile araç ve gereçlerin atılması,dökülmesi ve yerleştirilmesi hususunda ilgili kuruluşların izninden önce, Bakanlığın olumlu görüşünün alınması zorunludur.

Bakanlığın görüşü, en az ilgili üç teknik elemandan oluşacak bir komisyonca mahallinde inceleme yapılarak belirlenir.

Baraj, Suni Göller ve Akarsularda Alınacak Tedbirler

Madde 8 -
 Baraj gölü, gölet, set gibi tesisler yapılırken balık geçitleri, asansörleri ve balık perdeleri yapılması zorunludur.

Doğal göl, baraj gölü, gölet, ve akarsu gibi su ürünleri istihsal yerlerinden sulama ve diğer amaçlarla yararlanmak için, kullanılan her türlü kanal ve arkların başlangıç kısımlarına uygun bir ızgara veya kafes konulması zorunludur. Bakanlık izni alınmadan, bu gibi yerlerde su ürünlerinin geçmesine veya yetişmesine engel olacak şekilde ağ, bent, çit ve benzeri engeller kurulması yasaktır.

BEŞİNCİ BÖLÜM :
Patlayıcı, Zararlı Maddeler Kullanımı ve Sualtı Çalışmaları
Patlayıcı ve Zararlı Maddeler

Madde 9 -
 Bomba,torpil, dinamit, kapsül, mayın, karpit, ve benzeri maddeler ile su ürünleri istihsal yerlerinde su ürünlerine zarar veren öldürücü, uyuşturucu, zehirleyici maddeler ve sönmemiş kireç kullanarak su ürünleri avlanması yasaktır.

Elektrik ceryanı, elektroşok veya hava basıncı ile su ürünleri avlanması Bakanlık iznine bağlıdır.

Işık ile yapılacak avcılığın esasları Bakanlıkça belirlenir.

Su Altında Yapılacak Çalışmalar

Madde 10 -
 Su ürünlerinin korunması bakımından gemi, anfor, fosil gibi batık çıkaracak, su altında sondaj ve benzeri çalışmalar yapacak olanlar, kullanacakları alet ve araçları ve izleyecekleri yöntemleri açıklamak ve çalışmanın yapılacağı alanın özelliklerini belirten bir krokiyi eklemek suretiyle Bakanlığa başvurarak izin almakla yükümlüdürler.

Batıkların çıkarılmasında, sondaj ve benzeri çalışmalarda, miktar ve çeşit ne olursa olsun bütün patlayıcı maddelerin kullanılması yasaktır. Ancak bu çalışmalarda Bakanlık izni ile boşluklu imla hakkı içine konmak ve bir atımda bir kilogramı geçmemek şartı ile patlayıcı madde kullanılabilir. Bakanlık bu miktarı derinlik ve mevkiye göre artırmaya yetkilidir.

Göçmen balıkların; Akdeniz�en Karadeniz� geçiş devreleri olan Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında Çanakkale Boğazı ile girişinde, Karadeniz�en Akdeniz� geçiş devreleri olan Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında İstanbul Boğazı ile girişinde batık gemilerin çıkarılması, yüzdürülmesi veya diğer su altı çalışmaları için patlayıcı madde kullanılması yasaktır.

ALTINCI BÖLÜM :
Sulara Zararlı Maddelerin Dökülmesi
İstihsal Yerlerine Dökülmesi Yasak Maddeler

Madde 11 -
 Su ürünlerine veya bunları tüketenlerin veya kullananların sağlığına veya istihsal vasıtalarına zarar veren maddelerin içsulara ve denizlerdeki istihsal yerlerine veya civarlarına dökülmesi ve dökülecek şekilde tesisat yapılması yasaktır. Dökülmesi yasak olan zararlı maddeler ve alıcı ortama ait kabul edilebilir değerler,bu yönetmeliğin 5 sayılı Ek�nde gösterilmiştir.

Atıkların zararlı etkisini tespit etmek için, atık suyun alıcı suya karışma noktasından önce, deşarjdan su numunesi alınır. Numune alma esas ve usulleri ile analiz ve test yöntemleri bakanlıkça belirlenir.

Sulara boşaltılacak atıklar için atık değerleri bu yönetmeliğin 6 sayılı Ek�nde gösterilmiştir.

Atıkların alıcı sudaki zararlı etkisinin tespiti için; alıcı sudan, atıkların alıcı suya karıştığı yer merkez olmak üzere, en çok elli metre yarıçapındaki alan içinde, alıcı su akıntılı ise akıntı doğrultusunda su numunesi alınır. Numune alma esas ve usulleri ile analiz ve test yöntemleri Bakanlıkça belirlenir.

Ek 5 ve Ek 6�a belirtilen madde ve parametreler üzerinde Bakanlıkça değişiklikler yapılabilir.

Su ürünleri istihsal yerleri ile civarında, ilaçla zirai mücadele uygulaması Bakanlık iznine bağlıdır.

Zararsız Hale Getirilen Atıklar

Madde 12 -
 Sulara boşaltılacak zararlı atıklar, Yönetmeliğin 6 sayılı Ek�nde gösterilen kabul edilebilir değerlere indirildikleri takdirde, iç sulara ve denizlerdeki su ürünleri istihsal yerlerine veya civarlarına dökülebilir.
YEDİNCİ BÖLÜM :
İstihsal Vasıtaları, Genel Yasaklar, Sınırlamalar ve yükümlülükler

Gemiler

Madde 13 - 
Su ürünleri istihsalinde kullanılan gemilerde aranılan asgari vasıf ve şartlar aşağıda gösterilmiştir.

A) Motorsuz Gemiler 

Motorsuz gemilerle; olta, uzatma, fanyalı, çökertme, serpme ve alamana tipi çevirme ağları(*), ığrıp, manyat, trata, tarlakoz gibi sürütme ağları ve sepetler dışındaki vasıtalarla avlanma yapılamaz. Ancak trol, gırgır gibi istihsal vasıtalarında ve dalyanlarda yardımcı tekne olarak kullanılabilirler.

B) Motorlu Gemiler

a) Uzunluğu 12 metreden küçük olan gemilerde; motorsuz gemilerde kullanılan her türlü av araç ve gereç ile direç, algarna, kankava, skafandır, karides trolü, zıpkın gibi avlanma vasıtaları bulundurulabilir. Bu gemiler gırgır tekneleri ile dalyan benzeri diğer istihsal vasıtalarına yardımcı olarak da kullanılabilirler.

b) Uzunluğu 12 metre dahil 22 metreye kadar olan gemilerde; Motorsuz ve 12 metreye kadar olan motorlu gemilerde kullanılan her türlü av araç ve gereçleri ile gırgır, trol, (...)(**) ve benzeri avlanma vasıtaları da bulundurulabilir.

c) Uzunluğu 22 metre ve daha büyük gemilerde, işaret tabancası ve fişeği, telsiz, su üstü radarı, pis su tankı ve asgari soğuk muhafaza şartlarına haiz izotermik, frigorik gibi depoların bulundurulması zorunludur. Ancak bu Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce ruhsat almış gemilerde bahsi geçen soğuk muhafaza şartları ve tesisleri aranmaz. Bu gemilerde 22 metreye kadar olan gemilerde bulundurulan av araç ve gereçleri de bulundurulabilir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
NOT : (*) Burada yer alan "çevirme ağları" ibaresi, 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesi ile "alamana tipi çevirme ağları" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(*) Burada yer alan "voli" ibaresi, 18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesi ile madde metninden çıkartılmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Ağlar

Madde 14 -
 Su ürünleri istihsalinde kullanılan ağların asgari vasıf ve şartları aşağıda belirtilmiştir.

A) Dip Trolü

Kanunun yasakladığı yerler dışındaki Karasularımızda, Kanunun 2 nci maddesinde tarifi yapılmış bulunan dip trolü ile yapılacak su ürünleri istihsalinde, gerek dip trolünün torba ağ göz açıklıkları, gerekse dip trolü dışına konulan muhafazanın ağ göz açıklıkları 18 milimetreden küçük olamaz. Dip trolünün birden fazla gemi ile çekilmesi yasaktır.

Dip trolü ile su ürünleri avcılığına ayrıca yer, zaman, mesafe ve benzeri bakımdan getirilecek, yasak, sınırlama ve yükümlülükler ile bunların diğer asgari vasıf ve şartları Bakanlıkça çıkarılacak Sirkülerle belirlenir ve ilan edilir.

B) Orta Su Trolü

Kanunun 2 nci maddesinde tarifi yapılmış orta su trolünün dip trolünün dip trolü olarak kullanılması, orta su trolü ile istihsal yapan gemilerde dip balıkları bulundurulması ve nakledilmesi yasaktır.

C) Kombine Trol

Kanunun 2 nci maddesinde tarifi yapılmış bulunan kombine trolün kullanılması, bu maddenin (A) bendinde belirtilen dip trolü için konulan hükümlere tabidir.

D) Karides Trolü

Karasularımızda, karides trolü ile yapılacak avcılığın esas ve usulleri, bunlara ait yasak, sınırlama ve yükümlülükler ile asgari vasıf ve şartlar Bakanlıkça çıkarılacak Sirkülerle belirlenir ve ilan edilir.

E) Diğer Ağlar

Uzatma, çevirme, sürütme, çökertme ve serpme ağlarının, sepet ve pinterlerin su ürünleri istihsalinde kullanılma esas ve usulleri, bunlara ait yasak, sınırlama ve yükümlülükler ile asgari vasıf ve şartlar Bakanlıkça çıkarılacak Sirküler ile belirlenir ve ilan edilir.

Sürütülerek çekme esasına dayanan halat çevirme usulü ile su ürünleri istihsali yasaktır.

Hamsi, izmarit, gümüş, sardalya, papalina, çaça ve karides istihsalinde kullanılanlar hariç, voli, manyat, ığrıp, trata tarlakoz ve benzeri sürütme ağlarında ağ gözü açıklığı 18 milimetreden küçük olamaz.

Ege denizinde ığrıp ve trata ile yapılan avcılıkta, birden fazla tekne ve 5 ipten fazla ip atılarak avcılık yapılamaz. Iğrıpların katakulalarında kullanılan ağların ağ göz açıklığı 16 milimetreden küçük olamaz.

İl Müdürlüklerince belirlenen voli yerlerinde ığrıp, manyat, tarlakoz gibi sürütme ağları ile avlanmak, ayrıca avlanmayı engelleyecek tarzda uzatma ağları ile avcılık yapmak yasaktır.

Çökertme ağlarının seyrüsefere engel olacak şekilde kurulmaları ve çakılı kazıklarla kullanılan tiplerinde, kazıkların istihsalden sonra dipte çakılı olarak bırakılmaları yasaktır.

Elleme usulü ile çevirme ağları kullanılarak belirli bir alan kapatmak ve bu ağlara dalarak avcılık yapmak veya bu ağları elle çekerek, kıyıda dar bir alan oluşturmak ve bu alanda toplanan balıkları yakalamak yasaktır.

Diğer istihsal Vasıtaları

Madde 15 - 
Su ürünleri istihsalinde her nevi olta kullanılması serbesttir.

Su ürünleri istihsalinde kullanılan yemler, sudaki canlıların sağlığına veya üremelerine zarar verecek özellikte olamaz.

Her türlü güvenlik tedbirlerinin alınması kaydıyla ışık ile balık avcılığında, aydınlatma ancak su üstünde yapılır.

Denizlerde ve içsularda sabit olarak kurulan istihsal vasıtalarına ve yerlerine gündüzleri flama, geceleri ise ışıklı flama veya benzeri bir işaret konulması zorunludur.


Genel Yasak, Sınırlama ve Yükümlülükler

Madde 16 -
 Su ürünleri avcılığının düzenlenmesine ilişkin genel yasak, sınırlama ve yükümlülükler aşağıda gösterilmiştir.

Avlanma yasağı süresince istihsali yasaklanmış olan su ürünlerinin her ne suretle olursa olsun satışı, nakli ve imalatta kullanması yasaktır. Yasağın başlangıç tarihinden önce avlanarak, işleme değerlendirme ve muhafaza tesislerine konulan su ürünleri miktarının, yasağın başlamasından itibaren en geç 24 saat içerisinde tesisin bulunduğu ilin, İl Müdürlüğüne bildirilmesi zorunludur.

İl Müdürlüğünce tesbiti yapılan su ürünleri, İl Müdürlüğünden izin alınmadan kullanılamaz, satılamaz, nakledilemez ve ihraç edilemez.

Yasak olmayan yer ve zamanlarda istihsal edilen su ürünlerinin, yasak yerlere nakledilebilmesi için avlanmanın yapıldığı yerlerdeki İl veya İlçe Müdürlüklerinden Menşei Belgesi alınması ve istenildiğinde ilgililere gösterilmesi zorunludur.

Menşei Belgesi alınarak, yasak yerlere sevk edilen su ürünlerinin satışı için, satışın yapılacağı yerin İl Müdürlüğünde ayrıca izin alınması zorunludur.

Avlanma yasağından önce stoklanmış su ürünlerinin yasak dönemdeki ihracatında, stok tespiti yapan İl Müdürlüğünden, ihraç izni alınması zorunludur.

Avlanma yasağı süresince, gemilerde ve istihsal yerlerinde istihsal vasıtaları bulundurulamaz. Ancak, yasak zaman ve yerlerden geçiş için İl Müdürlüklerinden izin alan gemilerde bu hüküm uygulanmaz.

Bilimsel ve teknik etüt ve araştırmalar yapmak veya istihsalinde bulunmak maksadıyla dip trolü, elektrik ceryanı ve elektroşok gibi vasıta ve usulleri kullanacak olanlar önceden Bakanlığın iznini almak zorundadırlar.

Hazinenin veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bütün istihsal yerlerinde su ürünleri yönünden yapılacak her türlü bilimsel ve teknik etüt ve araştırmalar ile, bu alanlarda yapılacak her nevi üretim ve ıslah çalışmaları, su ürünlerinin korunması bakımından önceden Bakanlığın iznine tabidir.

Su ürünleri üretiminin ülke çapında kontrolünün sağlanabilmesi için; bunlara ait damızlık, yumurta, larva, yavru ve anaçlar ile sulardaki bitkilerin satışı, nakli, istihsal yerlerinde avlanması, toplanması ve her türlü tesislerde kullanılması, sulara bırakılması Bakanlığın iznine bağlıdır.

Ticari amaçla canlı su ürünleri stoklamak için her türlü gölet, havuz, livar yapılması İl Müdürlüklerinin iznine tabidir.

Kiralama işlemleri devam etmekte olan ve ihalesi yapılmamış istihsal yerlerinde, kiralama işlemi kesinleşinceye kadar ticari olarak su ürünleri istihsali yasaktır.

Su ürünleri yetiştirmek amacı ile yapılan projeler onaylansa bile, yetiştirme sahalarının kiralama işlemleri kesinleşmeden, müteşebbisler tarafından bu sahalarda yavru stoklanması yasaktır.

Su ürünleri avcılığını düzenlemek üzere, sağlık, memleket ekonomisi, seyrüsefer, su kirliliği, istihsal yerleri, mevsimler, zamanlar, istihsal vasıtaları, avlanma yöntemleri, su ürünlerinin cinsleri, ağırlıkları ve büyüklükleri yönünden yasak, sınırlama ve yükümlülükler Bakanlıkça belirlenerek, Sirküler şeklinde Resmi Gazetede ilan edilir.

Özel Yasak Sınırlama ve Yükümlülükler

Madde 17 -
 Kefallerin yumurtlamak üzere deniz tarafına ve beslenmek üzere tatlı sular yönünde yaptıkları göçler esnasında lagün ve dalyan ağızları Bakanlıkça tespit edilecek zamanlarda açık tutulur.

Dalyanların ve lagünlerin kuzuluklarına gelen yumurtalı kefallerin %10 unun İl Müdürlüğü görevlilerinin nezaretinde deniz tarafına salınması zorunludur.

Deniz kaplumbağası üreme alanı olarak tespit edilen yerlerde kum ve çakıl çıkarılması yasaktır.

Koordinatları Kültür Bakanlığınca tespit ve Resmi Gazetede ilan edilen bölgelerde, sünger hariç, dalış yapılarak su ürünleri avcılığı yasaktır.

Kum midyesi ve Deniz salyongozunun Algarna ve Dreç ile istihsalinde gemide birden fazla Algarna ve Dreç bulundurulamaz ve kullanılamaz.

Akarsuların denize karıştıkları yerler merkez olmak üzere, denize doğru 500 metre yarıçaplı sahalarda her türlü su ürünleri avcılığı yasaktır.

Kabuklu ve yumuşakçaların atık sularda ve atık suların alıcı sulara karıştığı yer merkez olmak üzere, 500 metre yarıçaplı sahalarda avlanmaları yasaktır.

Tüp, nargile, maske ile dalış yapılarak, şnorkel su altı tüfekleri ve zıpkın kullanılarak, su altında ticari amaçla balık avcılığı yasaktır.

Uluslar arası Sularda Avcılık

Madde 18 -
 Münhasır ekonomik bölgedeki su ürünlerinin cins, ağırlık, boy gibi özellikleri, avlanabilir miktarları, zamanları ve istihsalde kullanılacak vasıtaların haiz olmaları gereken asgari vasıf ve şartlar ile bunların kullanma esas ve usulleri ile diğer şartlar Bakanlıkça belirlenir.

Uluslar arası sularda av yapacak olan gemiler yer ve zaman olarak yasak bölgelerden geçerlerken, ilgili kanunlarda belirtilen tedbirler dışında Bakanlık İl Müdürlüklerinden de izin almak zorundadırlar.

Arızi Olarak İstihsal Edilen Su Ürünleri

Madde 19 - 
Yasaklara rağmen arızi olarak istihsal edilen su ürünlerinden;

Canlı olanlar avlandıkları sulara iade olunur.

Ölü olanlar, en yakın İl ve İlçe Müdürlüğüne veya Bakanlık İl Kontrol Laboratuvarına muayene ettirilir.

Muayene sonunda insan gıdası olarak tüketiminde ve sanayide kullanılmasında sakınca görülmeyenlerin il ve ilçe müdürlüklerince satışı yapılarak, bedelinin Maliye veznesine yatırılması sağlanır. Satışa ait esas ve usuller Bakanlıkça belirlenir.

Satılamayanlar veya muhammen bedel üzerinden alıcı bulamayanlar, sosyal yardım kurumlarına belge karşılığı bağışlanır.

Tüketimi sakıncalı görülenler ile bağışlanamayanlar imha edilir ve durum tutanakla belirlenir.

Madde 20 - Sirkülerde uygulandığı dönem içinde yapılan değişiklikler yayım tarihinden itibaren yürürlüğe girer.

SEKİZİNCİ BÖLÜM :
Su Ürünleri Sağlığı
Karantina

Madde 21 - 
Bakanlık gerekli gördüğü hallerde su ürünleri hastalık ve zararlılarına karşı karantina tedbirleri alır. Bununla ilgili olarak istihsal ve yetiştirme yerleri kontrol ve muhafaza altına alır. Karantina altına alınan yerlere giriş ve çıkışlar, alınacak tedbirler İl Müdürlükleri tarafından mahalli yayın vasıtaları ile ilan edilir. Karantinayı gerekli kılan sebepler ortadan kalkınca, bu durum yeniden ilan edilir.

Karantinaya alınan yerlerden, av araç ve gereçleri, yem ve benzeri maddelerin çıkarılması damızlık, yavru,yumurta ve anaç su ürünlerinin satışı yasaktır.

İl, İlçe Müdürlükleri veya Bakanlık İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüklerince yapılan muayene sonucunda, insan sağlığına ve su canlılarına zarar verebileceği tesbit edilen su ürünleri imha edilir. Bunun için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.

Su Ürünlerinin İthal ve İhracı

Madde 22 - 
Su Ürünlerinin ithal ve ihracı, Gümrükle ilgili kuruluşun uygun görüşü üzerine, Bakanlıkça belirlenerek, Resmi Gazetede ilan edilen kapılar dışında yapılamaz.

İthal edilecek su ürünleri için, bulaşıcı hastalıklardan ari olduğuna ve sağlıklı bulunduğuna dair, satıcı ülke resmi kuruluşlarınca düzenlenmiş Sağlık Sertifikası ile Menşei Belgesinin ibraz edilmesi zorunludur. Damızlık materyal ithalatında bu belgelerin ayrıca, o ülkedeki T.C. Konsolosluklarınca onaylanması gerekir.

İhraç edilecek su ürünlerine ait Menşei Belgeleri ile Sağlık Sertifikaları Bakanlıkça düzenlenir.

Damızlık Belgesi

Madde 23 - 
Damızlık su ürünleri üreten ve pazarlayan özel ve resmi kuruluşlar Bakanlıktan Damızlık Sağlık Belgesi almak zorundadırlar.

Bu kuruluşlar, sağlık ve hijyen şartları yönünden, yılda en az iki defa olmak üzere Bakanlıkça kontrol edilir. Sağlık yönünden uygun görülen işletmelerde, damızlık satışına müsaade edilir.

Koruyucu ve Tedavi Edici Maddeler

Madde 24 - 
Su ürünlerinin sağlığında kullanılacak her türlü ilaç, biyolojik ve kimyasal maddelerin imali, kullanılması, satışı, nakli, depolanması ve ithaline ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça belirlenir.

DOKUZUNCU BÖLÜM :
Su ürünleri İşleme Tesislerinin Teknik ve Sağlık Şartları, Tüketilecek ve İşlenecek Su Ürünlerinin Özellikleri
Tesis Çalışma İzni

Madde 25 - 
Su ürünleri işleme tesisi kuran gerçek ve tüzel kişiler faaliyete geçmeden önce Bakanlığa müracaat ederek çalışma izni almakla yükümlüdürler. Uygun görülen tesislere çalışma izni verilir. Ayrıca, ilgilisi tarafından talep edilmesi halinde, Bakanlıkça yapılan ayrı bir değerlendirme sonucu, Sağlık Kontrol Numarası verilir.

Tesislerin Genel Sağlık Şartları

Madde 26 - 
Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerinde aranan asgari genel sağlık şartları aşağıda gösterilmiştir.

Tesis, kapasitesine uygun genişlikte işleme ve kullanım bölümlerine sahip olmalıdır. Bu bölümler, ürünün bir kontaminasyona uğramasını engelleyecek tarzda, ürün alanları ile atık ve kirli materyalin birbirinden net olarak ayrılacağı şeklinde yapılmalıdır. Suyu emmeyen, geçirmeyen, kolaylıkla yıkanabilir ve dezenfekte edilebilir nitelikli bir zemin döşemesine sahip bulunmalı ve zemin atık suların tahliyesine imkan sağlayan bir sistemle donatılmış olmalıdır.

Duvarlar ve tavan kolaylıkla temizlenebilir, dayanıklı ve su geçirmeyen malzemeden yapılmalı, bunlar ürünlerin kontaminasyona uğramaması için temiz ve bakımlı durumda bulundurulmalıdır. Kapılar, kolaylıkla temizlenme özelliklerine sahip, bozuşmaz ve sağlam yapıdaki materyalden üretilmiş olmalıdır.

İyi bir havalandırma ve gerektiği takdirde etkin bir buhar tahliye sistemi ile yeterli bir aydınlatmaya sahip olmalıdır.

Su ürünlerinin canlı olarak bulundurulduğu tesislerde yaşam koşullarına uygun temiz ve zehirleyici olmayan bir suyla beslenen havuzlar bulunmalıdır.

Tesiste kullanılan araç ve gereçler, işleme tezgahları, kaplar ve taşıma konveyörleri korozyona karşı dayanıklı, kolayca temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir nitelikte olmalıdır. Bunlar asli amaçları dışında hiçbir şekilde kullanılmamalıdır. Ancak Bakanlıktan izin almak kaydı ile bunlar diğer gıda maddelerinin işleme işlerinde de kullanılabilir.

Korozyona dayanıklı ve tam bir sızdırmazlığa sahip, içlerine atıkların konulacağı, iş günü sonunda ilgili yerlere nakledilebilecek, uygun sayıda toplama tankları bulunmalıdır.

Tesiste, temiz su veya temizlenmemiş basınçlı deniz suyu sağlayan bir özel sistem bulundurulması zorunludur. Ancak, yukarıda bahsedilen sistemlere karışmayacak şekilde, buhar elde etmek, yangınları söndürmek veya frigorifik tesisi soğutmak amaçları ile, içilemez suyun kullanılmasına da izin verebilir. İçilemez suyun boru donanımları, temiz su ile temizlenmiş deniz suyu boru donanımlarından farklı olmalıdır.

Tesiste uygun bir atıksu tahliye sistemi olmalı, böcek, kemirgen, kuş ve benzeri hayvanlara karşı koruyucu düzenekler bulunmalıdır.

Yıkanarak temizlenebilir duvar ve zemine sahip, doğrudan doğruya işleme birimlerine açılmayan yeteri kadar tuvalet, lavabo ve soyunma odası bulunmalıdır. Lavabolar ellerin temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi için gerekli malzemelerle ve düzeneklerle donatılmalıdır.

Deterjan, dezenfektanlar veya benzeri maddeler, ürün ve donanım üzerinde olumsuz etki yaratmamalıdır.

Personel temiz iş elbisesi giyerek çalışmalı ve hijyen şartlarına uymalıdır.

Su ürünleri işleme ve değerlendirme faaliyetlerine bizzat katılan personelin sağlık durumları periyodik olarak, tıbbi bir raporla belirlenmelidir.

Üretim kapasitesi 500 kg/gün ve yukarı olan tesislerde gıda konusunda yüksek öğrenim görmüş sorumlu bir teknik elemanın istihdam edilmesi zorunludur.

Taze Ürünlerin İşlenmesiyle İlgili Teknik Şartlar

Madde 27 - 
Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerinde aranan taze ürünlerin işlenmesine ilişkin asgari teknik şartlar aşağıda gösterilmiştir.

Taze su ürünleri, hiçbir şekilde dondurma veya herhangi bir işleme tabii tutulmamış, doğal olarak veya parçalanarak hazırlanmış vakum altında veya değiştirilmiş atmosferik koşullar altında ambalajlanmış ürünler olmalıdır.

Derhal sevkedilmedikleri veya işlenmedikleri takdirde, tesise gelen soğutulmuş su ürünleri,buz altında tesisin izotermik deposunda muhafazaya alınmalıdır. İhtiyaç duyuldukça buz uygulaması tekrarlanmalıdır. Tuzlu veya tuzsuz olarak temiz içme suyundan veya temiz deniz suyundan imal edilecek olan buz, sağlıklı koşullar altında elde edilmeli, temiz ve bakımlı konteynerler içerisinde muhafaza edilmelidir.

Kesim ve temizlemenin sağlığa uygun koşullar altında yapılması gerekmektedir. Bu işlemlerden hemen sonra ürünler içme suyu veya temiz deniz suyu ile iyice yıkanmalıdır.

Dilimleme ve fileto çıkarma işlemleri kesim ve temizleme işlerinin yapıldığı yerden farklı bir yerde uygulanmalıdır. Dilim ve filetolar, uygun süre içerisinde hazırlanmalı ve derhal soğutulmalıdır.

İç organlara ve işe yaramaz diğer kısımlar, insan tüketimi için hazırlanan üründen ayrı bir yerde tutulmalıdır.

Taze su ürünlerinin muhafazası ve dağıtımı için kullanılan konteynerler,ürünleri kontaminasyondan koruyacak ve eriyen buz suyunun tahliyesini sağlayacak şekilde yapılmalıdır.

Tahliye sistemlerinin mevcut olmaması halinde atıklar, kapaklı ve tam sızdırmazlığa sahip ve kolayca temizlenebilen ve dezenfekte edilebilen kaplar içerisinde muhafaza edilmelidir. Atıklar, birikmeye bırakılmamalıdır. Atık kapları işgünü sonunda düzenli olarak tanklara veya kapalı mahallere boşaltılmalıdır. Atıklarla temas halinde kaplar, konteynerler ve yerler her kullanımdan sonra iyice temizlenmeli ve gerektiği takdirde de dezenfekte edilmelidir.

Dondurulmuş ürünlerle İlgili Teknik Şartlar

Madde 28 -
 Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerinde aranan donmuş ürünlere ilişkin asgari teknik şartlar aşağıda gösterilmiştir.

Dondurulmuş ürünlerin, işlenmiş olsun veya olmasın en az - 18 C düzeyinde bulunan bir ortamda dondurularak hazırlanması gerekmektedir.

Tesislerin frigorifik yeterliliği, ürünün sıcaklık derecesini süratle belirlenen düzeye düşürmeye ve o sıcaklık derecesinde muhafaza etmeyi sağlayacak şekilde olmalıdır.

Depolama yerlerinde kolaylıkla okunabilecek şekilde yerleştirilmiş bir termometre bulunmalı, ısı kayıt grafikleri tutulmalı, ürünün muhafaza edildiği süre içerisinde kontrol edilmelidir.

Su ürünlerinin buzu, sağlık şartlarına uygun olarak çözülmeli ve eriyen buzun suları tahliye edilmelidir. Erime aşamasında, ürünün sıcaklığı aşırı düzeyde bir artış göstermemelidir. Buzu çözen ürünler mümkün olduğunca süratli bir şekilde hazırlanmalı veya işlenmelidir.

İşlenmiş Ürünlerle İlgili Teknik Şartlar

Madde 29 -
 Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerinde aranan işlenmiş ürünlere ilişkin teknik şartlar aşağıda gösterilmiştir.

A) Konserve

Konserve ürünleri, mikro - organizmaları yok etmeye veya etkisiz kılmak için,hermetekli olarak kapatılan ve etkileşime açık olmayan bir ortamda elde edilmiş olmalıdır.

Konserve su ürünlerinin hazırlanmasında içme suyu kullanılmalıdır. Isı işlemi, ısıtma süresi, sıcaklığı, doldurma kaplarının büyüklüğü ve benzeri kriterler dikkate alınarak uygun bir şekilde yapılmalı ve patojenik organizmaları tahrip edecek şekilde uygulanmalıdır.

Ürünlerin uygun ısı işlemine tabi tutulduğu imalatçı tarafından kontrol edilmelidir.

İnkübasyon testleri, 7 gün için 37 santigrat derecede ve 10 gün için 35 santigrat derecede veya bir başka eş değer kombinasyonda yapılmalıdır.

Kapların içindeki ürünün mikrobiyolojik ve toksikolojik muayenesi, tesisin laboratuvarlarında veya Bakanlığın ilgili laboratuvarlarında yapılmalı ve kayıtları tutulmalıdır.

Günlük olarak üretilen ürün serilerinden, belirli aralıklarla alınacak numuneler üzerinden, kalite kontrolleri yapılmalıdır.

B) Tütsüleme

Tütsüleme veya füme işlemlerinin, duman ve ısının tesisin başka bölümlerine yayılmasını önleyen bir havalandırma sistemi ile donatılmış, özel bir yerde yapılması gereklidir.

Balığın tütsülenmesi için kullanılacak duman sağlayıcı materyal, tütsüleme tesisinden ayrı bir yerde ve ürünleri kontamine etmeyecek şekilde istiflenerek muhafaza edilmelidir.

Ürünün tütsülemesi için gerekli dumanın sağlanmasında boyalı, vernikli, renginden arındırılmış veya koruyucularla kaplı odunların kullanılması yasaktır.

Tütsüleme işlemi tamamlandığında ürünler ambalajlanmadan önce, konserve halinde saklanabilmeleri için gerekli sıcaklık derecesine kadar süratle soğutulmalıdır.

C) Salamura

Ürünlerin salamura veya tuzlama işlemine tabi tutacakları yer tesisin diğer bölümlerinden yeterince uzak bir mesafede olmalıdır.

Su ürünlerinin salamurası için kullanılacak olan tuz temiz olmalı ve temiz bir şekilde muhafaza edilmelidir. Bir kez kullanılmış olan tuz bir daha kullanılmamalıdır.

Salamura için kullanılan kaplar, salamura işlemi süresi boyunca ürünün kontaminasyona uğramasını önleyecek şekilde yapılmış olmalıdır.

Uygulamadan önce salamura kapları ve salamura üretim yerleri temiz durumda olmalıdır.

İşlenecek ve Tüketilecek Su Ürünlerinin Özellikleri

Madde 30 - 
Tüketime arz edilecek ve işletmeye ham madde olarak alınacak su ürünleri normal besin değerini kaybetmemiş, kendine özgü renk, görünüş ve kokuda, balıkların pulları sağlam ve deriye yapışmış, etleri sıkı, solungaçlar parlak kırmızı, gözler canlı görünümde, deride bakteriyel orijinli mukoz salgı oluşmamış, deri nemli ve parlak olmalıdır.

Bu özelliklere uygun olmayan su ürünleri işlenemez ve tüketilemez.

Taze ve işlenmiş su ürünleri, görülebilir her türlü parazitin teşhis edilmesi için muayene edilmelidir.

Parazitlerle bulaşık olunan taze ve işlenmiş su ürünlerinin, insan tüketimi için piyasaya verilmesi yasaktır.

İnsan Gıdaları ve Sanayi Maddelerinin Özellikleri

Madde 31 - 
Su ürünlerinden hazırlanan insan gıdaları ile sanayi maddelerinin bu Yönetmelik hükümlerine ve mecburi uygulamada bulunan Türk Standartlarında belirtilen usul ve esaslara göre hazırlanması zorunludur.

Su ürünlerinden hazırlanan gıdalar, kendine özgü renk, görünüş, koku ve tadında olmalı, yabancı madde ihtiva etmemeli, ürünlerin hazırlanmasında kullanılan hammadde, yardımcı madde, katkı maddeleri bu Yönetmelik hükümlerine ve ilgili standartlara uygun olmalıdır.

İnsan tüketimine sunulacak canlı, taze ve işlenmiş su ürünlerinin, kalite ve sağlık şartları açısından, kimyasal, mikrobiyolojik ve toksik özellikleri itibariyle Ek - 7, Ek - 8 ve Ek - 9�a verilen kriterlere uygun olması zorunludur.

Ambalajlama, Etiketleme ve Nakliye

Madde 32 -
 Ambalajlama, bu ürünlerin kontaminasyonunu önleyecek uygun sağlık koşulları altında yapılmalı, ambalaj malzemeleri su ürünlerinin orgonaleptik özelliklerini bozmamalı, insan sağlığına zararlı olacak ve ürünlere geçebilecek maddeler içermemelidir. Ayrıca ürünleri yeterince koruyacak sağlamlıkta olmalıdır.

Ambalaj malzemeleri tekrar kullanılamaz. Ancak, temizlendikten ve dezenfekte edildikten sonra kullanılabilen, su ve hava geçirmez, çürümeye dayanıklı malzemelerden yapılan özel kaplar bu hükmün dışındadır.

Kullanılmayan ambalaj malzemeleri, kapalı bir alan içerisinde muhafaza edilmelidir.

Ürünlerin piyasaya arzında, ilgili standartlarda yer alan ambalajlama kurallarına uyulmalı, ambalaj üzerinde, üretici firma adı, varsa tescilli marka ve adresi, ürün adı, türü, cinsi, kalitesi, sınıfı, imal tarihi ve no�u, son kullanma tarihi, net ağırlığı, yardımcı ve katkı maddelerini belirtir, bir etiket bulunmalıdır.

Ürünler, sıcaklığı ve nisbi nemi uygun odalarda muhafaza edilmeli, yeterli korumayı sağlayacak şekilde ambalajlanmadıkça, bu ürünlerin hijyenini etkileyecek veya onları kontamine edecek diğer ürünlerle depolanmamalı ve nakliye edilmemelidir.

Taze veya işlenmiş su ürünlerinin nakliyesi için kullanılan araçlar, nakliye sırasında istenilen sıcaklığı muhafaza edecek ekipmanla donatılmalıdır.

Nakliye araçlarının iç yüzleri düz ve temizlenmesi kolay olmalı, aynı anda su ürünleriyle,başka ürünlerin birarada taşınması için kullanılmamalıdır.

Ürünlerin nakliyesinde ve depolanmasında ilgili standartlara uyulmalıdır.

ONUNCU BÖLÜM :
Kontrol


Madde 33 - Bakanlık, su ürünleri müstahsillerini, su ürünleri ile iştigal eden tüccar, sanayici, esnaf, ithalatçı ve ihracatçı ile bunların işyerlerini, balıkhaneleri, mezat yerlerini, su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerini, buradan elde edilen ürünleri, istihsal yerlerini, balıkçı liman, barınak, barınma ve çekek yerlerini ve istihsal vasıtalarını teftiş ve kontrol ederek mevzuata göre gerekli işlemleri yapar.

Bakanlıkça su ürünlerinin koruma ve kontrolü ile görevlendirilen memur ve hizmetliler 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve bu Kanunun bazı maddelerini tadil eden 3288 sayılı Kanun şümulüne giren suçlar hakkında zabıt tutmak, suçta kullanılan istihsal vasıtalarını ve su ürünlerini zaptetmek ve bunları adli mercilere teslim etmekle görevli ve yetkilidirler.

Bu, amaçla görevlendirilen memurlar için Yönetmeliğin 10 sayılı Ekinde gösterilen kimlik kartı düzenlenir.
ONBİRİNCİ BÖLÜM :
Son Hükümler
Geçici Madde 1 - 3288 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş ürünleri işleme ve değerlendirme tesisleri Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde bu Yönetmelik hükümlerine uymak zorundadırlar

Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat

Madde 34 - 
1380 sayılı Kanunun Ek 1 inci Maddesi ile yönetmeliğe dönüştürülen Tüzük Hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük ve Yürütme

Madde 35 -
 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 36 - Bu yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.

Yönetmeliğe İşlenemeyen Hükümler

18/03/2003 tarih ve 25052 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmeliğin Geçici Maddesi

Geçici Madde 1 - Daha önce düzenlenmiş olan eski tip Gerçek Kişiler İçin Su Ürünleri Ruhsat Tezkereleri sürelerinin bitimine kadar geçerlidir.

Ebedi takvim

Ebedi Takvim






 
 
 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı