Yararlı Bilgiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yararlı Bilgiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2010 Cumartesi

Hangi mevsimde hangi balık yenir(Balık Takvimi)

OcakŞubat Mart
Barbun-Çipura Akya- Barbun Akya- Barbun
Hamsi -İskorpit Çipura- Hamsi Çipura- Hamsi
Karagöz- Kefal İskorpit- Karagöz İskorpit -Isparoz
Kırlangıç- Levrek Kefal -Kırlangıç Karagöz- Kefal
Lüfer- Mercan Levrek- Lüfer Kırlangıç -Levrek
Mırmır- Orfoz Mercan- Mırmır Lüfer- Mercan
Palamut-Trança Orfoz -Palamut Mırmır- Orfoz
Uskumru -Zargana Sarıkuyruk- Sarpa Orkinos- Palamut
-Sinarit- Tekir Sarıkuyruk- Sarpa
-Trança- Uskumru Sinarit -Tekir
-ZarganaTrança -Uskumru     


NisanMayısHaziran
Akya -Barbun Akya -Barbun Akya- Barbun
Çipura- İskorpitÇipura- İskorpit Çipura- Isparoz
Isparoz- Karagöz Isparoz -Karagöz Karagöz- Kefal
Kefal- Kırlangıç Kefal- Levrek Levrek- Mercan
Levrek- Lüfer Mercan- Mezgit Mezgit- Mırmır
Mercan MezgitMırmır -Müren Müren- Orfoz
Mırmır- Orfoz Orfoz- Orkinos Orkinos -Sardalya
Orkinos -Sardalya Sardalya -Sarıkuyruk Sarıkuyruk-Sarpa
Sarıkuyruk- Sarpa Sarpa- SinaritSinarit -Tekir
Sinarit -Tekir Tekir -TorikTorik
Torik--


Temmuz Ağustos Eylül
Akya- Barbun Akya -Barbun Akya -Barbun
Çipura -Gümüş Çipura- Gümüş Çipura- Gümüş
Isparoz- Karagöz Isparoz- Karagöz Isparoz- Karagöz
Kefal -Kılıç Kefal- Kılıç Kefal- Kılıç
Levrek- Mercan Levrek -Mercan Kırlangıç -Levrek
Mırmır- Mezgit Mırmır- Müren Lüfer- Mercan
Müren- Orfoz Palamut- Orfoz Mırmır -Müren
Orkinos Sardalya Müren OrfozPalamut- Orfoz
Sarıkuyruk Sarpa Sarpa SinaritSarıkuyruk- Sarpa        
Sinarit -Tekir Tekir- TrançaSinarit- Tekir
Torik -Trança


Ekim Kasım Aralık
Akya- Barbun Çipura -Barbun Çipura- Barbun
Çipura- İskorpit İskorpit- Karagöz Hamsi- İskorpit
Isparoz- Kefal Kefal- Kırlangıç Karagöz- Kefal
Karagöz- Kırlangıç Levrek- Lüfer Kırlangıç- Levrek
Levrek- Lüfer Mercan- Mırmır Lüfer- Mercan
Mercan -Mırmır Orfoz- Sinarit Lüfer- Mercan
Müren- Orfoz Tekir- Trança Mırmır- Orfoz
Orkinos- Sarıkuyruk Zargana Palamut- Tekir        
Sarpa- Sinarit-Trança  Uskumru   
Tekir- Trança--
Zargana-Zargana.

Beaufort Rüzgar skalası


  • Sir Kaptan Francis Beaufort tarafından bulunmuş olan ve gemicilikte rüzgâr ve deniz durumunu görsel müşahedelere göre belirlemeye çalışan skaladır. Bofor skalası diye okunur. 
  • Skala rüzgâr hızını ölçebilen mekanik anemometrelerin geliştirilmesiyle birlikte önemini yitirmesine rağmen hava tahminciler ve gemiciler tarafından hâlâ bilinmekte ve deniz raporlarında kullanılmaktadır. Rüzgârların şiddeti, Beufort ölçeğinden yararlanılarak tahmin edilir. Bu ölçeği İngiliz Amiral Sir Francis Beaufort (1774-1857) savaş gemilerinde kullanılması amacıyla geliştirmiştir. Son yıllarda olağanüstü derecede güçlü rüzgârlar da tabloya alınmış ve bunlar 13'ten 17'ye kadar numaralandırılmıştır. 
  •  Bu ölçekteki Beaufort sayısı ve ortalama rüzgâr hızı uluslararası değerlerdir; ama rüzgârların adı ve tanımlanan belirtileri ülkeden ülkeye değişebilir. Hareket halindeki bir hava kütlesi, yere sürtündüğü yerlerde yavaşlar ve bu nedenle yüzeye yakın kesimlerde rüzgâr daha yavaş eser. Rüzgârın hızı yerden 10 metre yüksekte ölçülür. Denizin yüzeyi yere oranla daha düzgün olduğundan, denizlerin üzerinde rüzgâr hızı karalardaki gibi yüksekliğe bağlı olarak hızla artmaz. 
  • Rüzgâr hızının yükseklikle birlikte artması, yerden yaklaşık 500 metre yükseğe kadar sürer.



  • BÜYÜTMEK İÇİN RESME TIKLA
  • 23 Ağustos 2010 Pazartesi

    GERÇEK KİŞİLERE AİT OLUP TİCARİ MAKSATLA KULLANILMAYAN ÖZEL TEKNELERİN DONATILMALARINA AİT ESASLAR


    Belgeler
    Özel Yat/Tekne Kayıt Belgesi Özel tekneler gerçek kişilere ait olup, ticaret amacıyla kullanılmayan teknelerdir. Özel tekneler Türk karasuları içinde 4 yıl süreli "Özel Yat/Tekne Kayıt Belgesi" ile seyire çıkarlar. Bu belgeyi tekne sahibinin başvurusu ve beyanı üzerine, faturası ile üretici beyannamesi görülerek, Liman Başkanlıkları düzenler. Bu belge Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenir. Belgede, teknenin kayıt ve teknik niteliklerine ilişkin bilgiler yer alır. Belgeye teknenin yandan çekilmiş bir fotoğrafı eklenir. Özel tekneler için Yurt dışına çıkışlarda Transit Log düzenlenir. Özel tekneler için, "Denize Elverişlilik Belgesi" düzenlenmez. Özel yat ve teknelere Gemi adamları Yönetmeliğinin sefer bölgeleri ile ilgili hükümleri uygulanmaz. Uygulamalar Yat Turizmi ve Amatör Denizcilik Yönetmelikleri çerçevesinde gerçekleştirilir.
    Ölçme Belgesi (Tonilato Belgesi) Tüm özel tekneler boylarına bakılmaksızın Tonilato Belgesi alacaklardır.
    Telsiz Telefon Ruhsatı Özel teknelerde telsiz telefon bulundurulması konusunda Telsiz Kanununa bağlı mevzuatla belirlenmiş amir hükümler uygulanır.
    ZORUNLU TEÇHİZAT
    Can Kurtarma Teçhizatı
    Can yeleği Boyu ne olursa olsun, denize çıkan her teknede seyire katılan kişi başına bir adet can yeleği bulunacaktır. Teknede çocukların bulunması halinde her çocuk için bir can yeleği bulunacaktır.
    Can simidi Boyu 9 metrenin altında olan teknelerde en az 1adet ışıklı, salvolu, boyu 9 metrenin üstünde olan teknelerde birisi ışıklı salvolu olmak üzere en az 2 adet can simidi bulunacaktır.
    Paraşütlü işaret fişeği Her teknede en az 2 adet bulunacaktır.( tarihi geçmemiş)
    El maytabı Her teknede en az 2 adet bulunacaktır. ( tarihi geçmemiş)
    Duman kandili Her teknede en az 1 adet bulunacaktır. (yüzer veya elde tutulan tip ve tarihi geçmemiş)
    Seyir Fenerleri ve Yardımcı Teçhizat
    Seyir fenerleri Bütün teknelerde Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğüne (UDÇÖT) uygun olacaktır.
    Pusula Her teknede bir adet manyetik pusula bulunacaktır.
    Siyah küre UDÇÖT kurallarına uygun olacaktır.
    Kampana UDÇÖT kurallarına uygun olacaktır.
    Düdük UDÇÖT kurallarına uygun olacaktır. Seyyar tip hava basınç tüplü olabilir.
    Radar reflektörü Boyu ne olursa olsun, 150 grosa tonun altındaki bütün teknelerde bulunacaktır.
    Yangınla Mücadele Teçhizatı
    Taşınabilir yangın söndürme tüpü Makine dairesi veya sandığı dışında 1 adet 6 kg'lık, varsa kuzinede veya kamarada 1 adet 6 kg'lık bulunacaktır. Boyları 15 metrenin altında olan teknelerde yangın söndürme tüpleri 2 kg'lık olabilir. Boyları 9 metrenin altında olan teknelerde en az 1 adet 2 kg'lık bulunacaktır.Kamaralı teknelerde kamara başına en az 1 adet 2 kg'lık tüp bulunacaktır. Motoru olmayan teknelerde yangın söndürme tüpü bulunması gerekmez.
    Deniz Kirliliğini Önleme Teçhizatı
    Pis su tankı ve güverte boşaltma bağlantısı Pis su oluşabilecek yapıdaki teknelerde aranır.
    Notik yayınlar
    Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü kitabı Her teknede bir adet bulunacaktır.
    Can Kurtarma İşaretleri Tablosu Bütün teknelerde bulunacaktır.
    Markalama
    Gemi ve bağlama limanı adının yazılması Teknenin baş omuzluklarına ve aynasına yazılacaktır. Aynası dar veya baş kıç bir teknede gemi ve bağlama limanı adları iki kıç omuzluğa yazılır. Yazılar okunaklı olmalı, batone harf kullanılmalıdır, el yazısı veya süslü yazılar kabul edilmez, harf boyları 15 cm den küçük olamaz. Liman adı kısaltılmış olarak yazılamaz. Bağlama Limanı adının önünde B.L. veya Lim. gibi kısaltmalar bulunmayacaktır. Tekne ve liman adı, kıçta taşınan hizmet botu, jet ski gibi araçlar nedeniyle uzaktan okunamıyorsa daha yüksek bir yere yazılacaktır.
    Can simitlerinin markalanması Üzerine tekne adı ve bağlama limanı yazılacaktır.
    Önerilen diğer teçhizatlar
    Hizmet botu Önerilir, markalanmalıdır.
    İlk yardım takımı Önerilir.
    Sabit veya otomatik şişen can salı Varsa markalanmalıdır.
    Dürbün, Ayna, Balta, Bıçak, Çamçak Önerilir
    VHF telsiz telefon Önerilir
    Termometre/Barometre Önerilir
    Yangın battaniyesi Önerilir
    Demir ırgatı, zincir ve/veya halatı Önerilir
    Seyir haritaları (seyir sahasına ait) Önerilir.
    Pergel, paralel cetvel, kalem, silgi Önerilir
    İlk Yardım el kitabı Önerilir
    Denizde Canlı Kalma el kitabı Önerilir
    Can Kurtarma Teçhizatı Kullanma Talimatı Önerilir
    Uluslararası İşaret Kod kitabı Önerilir
    Fenerler ve Sis İşaretleri kitabı Önerilir
    Başka yardımcı seyir cihazları ve emniyet teçhizatı Uzaklara yapılacak seyirlerde özellikle el maytabı, paraşütlü işaret fişeği ve duman kandili sayısının öngörülenden fazla olması, teknede GPS ve Radar gibi yardımcı seyir cihazları yanında EPIRB ve SART gibi emniyet teçhizatı bulunması önerilir.

    1 Temmuz 2010 Perşembe

    Kerteriz Nedir nasıl alınır

    Kerteriz almak

     Kerteriz, karadaki sabit cisimlerden faydalanılarak deniz üzerinde herhangi bir noktayı belirleyen sabitlerin adıdır. Herhangi bir dalış noktası yeniden bulunmak ya da denize düşürülen bir cismin o noktaya geri dönülerek araması yapılmak istendiğinde veya daha önceden verimli balık avı yapılan yerleri tekrar bulabilmek için kerterizler kullanılır. GPS kullanılıyor olsa dahi kerteriz alınması ve bu tekniği bilinmesi, özellikle dalış süresince gerçekleştirilecek navigasyon için önemli ve gereklidir. Deniz üzerinde herhangi bir noktayı belirlemek için birbirinden farklı açılarda iki doğruya ihtiyaç vardır. Bu doğruların her biri için de aynı doğru üzerinde yer alacak olan iki farklı noktaya ihtiyaç olacaktır. Dolayısıyla deniz üzerinde herhangi bir noktanın kerterizini almak için iki farklı doğru açı üzerinde toplam dört farklı noktanın seçilmiş olması gerekir. Kerteriz noktaları uzaktan görülebilecek, önü kapanmayacak, sabit ve çevredeki diğer şekillerden ayırt edilebilecek özellikte olmalıdır. Aynı doğrultudaki noktalardan arkada olanı önde olandan daha yüksekte olmalıdır. Oluşturulan kerteriz doğrularının kesişme açıları en az 60° olmalıdır. Hata payını ortadan kaldırmak için bir başka nokta daha bulunmalı ve onun da diğer doğruyla açısı en az 60° olmalıdır. Karadaki kerteriz noktalarının yanı sıra, o nokta için derinlik değerinin de muhakkak biliniyor olması gerekir... 

    Kerteriz nedir?
     Gemi dışında bulunan bir maddenin yönünü belirtmek için geminin pusulasında ölçülen açısına kerteriz denir. Hakiki kerteriz ve nısbi kerteriz olarak iki çeşittir.

    1.  Hakiki kerteriz: Bir maddenin coğrafik kuzey yönünden alınan kerterizine denir. 000o dan sağa doğru 360o ye kadar ölçülür. Haritaya çizilen bütün kerterizler hakikidir. Nısbi olarak çizilen kerterizleri haritaya çizmek için hakikiye çevirmek gerekir.
    2.  Nısbi kerteriz: Geminin rotası hesaba katılmadan, pruvasından sancak yada iskeleye doğru ölçülen açıya nisbi kerteriz denir. Söylenirken de sancak mı iskele mi olduğu belirtilir. Bu belirtilen kerterizler ticari amaçlı ya da gezi amaçlı yatlarda ve gemilerde kullanılır. Yarış yatlarında ise, kısa yarışlarda, bu şekilde harita üzerinde kerteriz alınmaz; sadece start esnasında fodepar olmamak için start hattının doğrultusunda (start şamandırası ile komite botunun üzerindeki start bayrağı doğrultusunda), kadar bir kerteriz alınır. Uzun yarışlarda ise, daha önceden gidilecek yerlerin haritaları chart plotter a girilir, ve GPS üzerinden rota çizilirken, daha önceden bilinen noktalar (sabit) kerteriz olarak harita üzerine işaretlenir. Kerteriz Koyma: Hem yarışlarda start işleminde, hem hedef belirlemede, hem de demirledikten sonra demir taramasını çabuk anlayabilmek için kerteriz koyma işleminin düzgün yapılabilmesi çok önemlidir. Kerteriz almak; belli bir noktayı bulabilmek için, ikişer noktanın birleşmesiyle oluşan iki doğruyu, bulunduğunuz nokta üzerinde kesiştirmek olarak tanımlanabilir. Bulunduğunuz noktaya kerterizi yerleştirince, bu noktadan ayrıldığınızda bile tekrar aynı noktaya geri dönüşünüzü mümkün kılarsınız. Kerteriz alırken, seçeceğiniz noktaların mutlaka sabit olmasına dikkat etmelisiniz. Kıyıdaki bir camii, özel bir bina veya ağaç, bir fener veya bir kara parçası olabilir. Başka bir tekneyi, bulutları veya bir ormandaki ağacı referans noktası olarak almak yanlış sonuçlara sebep olabilir.

    17 Mart 2010 Çarşamba

    Hesap makinesi



    9 Temmuz 2009 Perşembe

    Akıntılar ve Gelgitler

    Akıntılar dikey ve yatay yönlü periyodik veya periyodik olmayan su hareketleridir. Akıntıların değişik oluşum sebepleri vardır. Bunları 5 ana grupta toplayabiliriz.

    1- RÜZGAR AKINTILARI : Yüzey akıntıları şeklinde görülür fakat bir miktar belli bir derinlikte de etkileri sürer. Yüzeydeki akıntının hızı fazla olduğu için akıntı hızına bağlı olarak yüzeyden derine doğru bir dönüş ve su sirkülasyonu oluşur.

    2 - TERMOHALİN AKINTILARI : Çeşitli nedenlerle meydana gelen tuzluluk ve sıcaklık farklarının oluşturduğu akıntılardır.

    3 - BOĞAZ AKINTILARI : Boğaz ile ilişkide olan iç denizlerin, yağış buharlaşma gibi hidrolojik ve boğazın şekli, derinliği gibi coğrafik faktörlere bağlı oluSan akıntılardır. Genelde birbirine ters yönlü akıntı sistemleri şeklindedir. Marmara'da görülen akıntı sistemi bu tiptir. Bilindiği gibi Marmara'da alt katmanlarda Akdeniz üst katmanlarda Karadeniz suyu ters yönlü olarak akmaktadır.

    4 - DALGA AKINTILARI : Dalgaların sahildeki kırılmalarından sonra su, kırılma hattına taSınarak kıyı boyunca bir su hareketi oluşur ve bu oluşum bir akıntı meydana getirir.

    5 - GEL - GİT AKINTILARI : Adından da anlaşılacağı üzere gel-git sırasında oluşan ve periyodik akıntılar olup oldukça kuvvetli olabilirler. Fransa ve İngiltere'nin Manş sahillerinde bu akıntılardan elektrik elde etmek üzere kurulmuş akıntı türbinleri bulunmaktadır.

    Gelgit veya med cezir, bir gök cismi üzerinde başka gök cisimlerinin uyguladığı kütle çekimi kuvvetleri nedeniyle oluşan çevrimsel biçim bozulmaları demektir. En çok bilineni, Ay ve Güneşin göreli konumlarındaki değişmelerin etkisiyle Yer yüzeyinde deniz düzeyinde ortaya çıkan dönemli değişmelerdir.
    Bir günde, belirli saatlerde yeryüzündeki suların ardı ardına alçalma ve yükselmesine Gelgit olayı denir. Gelgit olayının oluşması Ay'ın çekim kuvvetidir. Bu çekim kuvveti; Ay Dünya çevresine dolanırken değisik bölgeleri etkiler ve uzaklığa göre değişir. Ay dünyadan uzaklaşırsa çekim kuvveti azalır, yakınlaştıkça çekim kuvveti artar. Gelgit olayı okyanusları daha çok etkiler.
    Ay yerküre etrafında dönerken yerkürenin bir yüzü Ay'a daima daha yakındır. Bu durumda Ay'a yakın yerdeki sular ay tarafından kendine doğru çekilirler. Bu arada kabaran suların arkasında bulunan boşlukları yanlardan gelen sular doldurur. Böylece Dünya’nın Ay'a bakan yüzeyinde sular yükselirken, diğer yerlerde alçalır. Bu yükselme ve alçalma birbirini devamlı izler.
    Güneş'de gelgit olayına etki eder. Ay Dünya ile Güneş arasındayken bu etki az; hepsi bir doğrultudayken çok olur.Gelgit olayı ilk ve ikinci dördün evrelerinde en düşük, yeni ay ve dolunay devrelerinde en büyük değeri alır. Bir yerde sular kabarırken ay o yer için gökyüzünün en yüksek noktasındadır.
    Herhangi bir yerde gelgit olayı her gün aynı saatte olmaz. Bir önceki günden 50 dakika daha geç oluşur. Nedeni ise Dünya ile Ay'ın aynı yönde dönmesidir.
    Gelgit olayındaki sürtünmelerden dolayı yerkürenin kendi etrafındaki dönme hızı azalır. Böylece günler yavaş yavaş uzar.Gelgit olayındaki sürtünme Dünya’nın dönme hızında yavaşlamaya neden olurken, Ay'ın da her yıl Dünya’dan 12,7 cm uzaklaşmasına neden olur.


    Dünya'nın ortak ağırlık merkezietrafında dönüşünü gösteren bir Dünya-Ay sistemi şeması

    Dünya yüzeyinde Ay'ın (veya Güneş'in) çekim alanı farkı, gelgit oluşturan güç olarak bilinir. Bu gelgit hareketini oluşturan temel mekanizmadır ve günde iki yüksek gelgite neden olan iki eşit-potansiyel gelgit tümseğini açıklmaktadır.
    Kurumsal çalışmalar ve gözlemler, kabarma ve alçalmaların sıfır olduğu noktaların bulunduğunu ortaya çıkarmıştır; kabarma ve alçalmalar bu noktalar çevresinde (saat yönünde ya da ters yönde) döner. Akdeniz, Karadeniz ve Baltık Denizi gibi, nerdeyse tamamen kapalı denizlerde, doğrudan yerel gelgit kuvvetlerinin etkisiyle bir duran dalga oluşur. Bu denizlerde gelgit genliği küçüktür, santimetre ölçeğindedir. Açık okyanuslarda genellikle bir metreden azdır. Körfezlerde ve bunlara bitişik denizlerde genlik çok daha büyük olabilir. Çünkü gelgit dalgası kıta sahanlığının sığ sularına girince, ilerleme hızı yavaşlar veenerji küçük bir hacimde biriktiği için gelgit yükselme ve alçalmaları büyük boyutlara ulaşabilir. Bilinen en büyük gelgit Kanadadaki Fundy Körfezi'nde oluşur; burada 21 metre yüksekliğe kadar kabarmalar gözlenmiştir.

    AKINTI ÖLÇÜMLERİ

    Akıntıların incelenmesi sırasında
    1- Akıntının yönü
    2- Akıntının hızı dikkate alınır.
    Akıntının yönü ve hızını ölçmek için çeşitli araçlar geliştirilmiş olsa da bir dalış grubu için bilinmeyen bir bölgedeki akıntı tayini şöyle yapılabilir ;

    Deniz akıntılarının hızı genellikle metre / saniye yada deniz mili / knot olarak ifade edilir. 1 knot 0.5 m / sn'dir ve " X mil akıntı var " şeklinde ifade edilir.

    AKINTI ÖLÇÜMÜ İÇİN LANGRANGIAN METODU :

    Bir cisim yada maddenin su içindeki hareketinin incelenmesi yöntemine dayanır. En basit yöntem yoğunluğu sudan hafif bir cismi suya atarak katettiği mesafenin tahmini ile hız tesbitidir. İkinci bir yöntem ise kuvvetli bir boya olan Rhodamin - B maddesinin suya atılıp yayılımının incelenmesidir. Bu yöntemle bölgenin akıntı haritası dahi çıkarılabilir.
    Dalgalı bir denizde eğer kıyıdan giriliyorsa dalış kıyıdan başlamalı ve yüzeyden geri dönülmelidir.

    30 Ağustos 2007 Perşembe

    Balık anotomisi


    Tatlı su veya tuzlu su da yaşayan balıkların hepsinin vücut anatomisi aynıdır sadece balina ve yunus bunun dışında kalır onlarda solunumları itibari ile farklılık gösterirler onun dışında vücutlarındaki bütün organlar aynıdır.Balıklar su içerisinde yaşamlarını sürdürdükleri için vücut yapıları da buna uyumludur.

    Balık, solungaçları ile solunum yapan, vücut ısıları çevreye bağlı olarak değişen, soğukkanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen, suda yaşayan omurgalı hayvanların genel adı.

    Bir kulakçık ve karıncıktan meydana gelen yüreklerinde daima kirli kan bulunur. Yürekten çıkan kirli kan solungaçlarda temizlendiğinden, vücutta temiz kan dolaşır. Ağızdan alınan su, solungaçlardan dışarı atılırken suda çözülmüş oksijen, osmozla kana verilir. Bu arada suda bulunan besinler ise yutulur. Köpek balıklarında su hem ağızdan hem de ilk solungaç yarığından alınır. Tuzlu su balıkları su içtikleri halde, tatlı su balıkları su içmezler. Gerekli su ihtiyaçlarını solungaç zarlarından osmozla alırlar. Deniz balıkları içtikleri suyun tuzunu böbrekle değil, solungaçları ile ayırır. Balıklarda göğüs ve karın yüzgeçleri çift, sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri tektir. Tek yüzgeçler nadiren birden fazla olsalar da simetrik çiftler meydana getirmezler.Uçan balıklar çok gelişmiş olan göğüs yüzgeçlerini açarak bir-iki dakika su üstünde uçabilirler. Yaşadığı yerlerde su kuruduğu zaman balçığa gömülüp akciğer solunumu yapabilen, sürünerek gölden göle geçebilen, kısa bir süre havada uçabilen, elektrik ve ışık üretebilen çeşitli balık türleri mevcuttur. Balıkların pulları birbirleri üzerine kiremit gibi dizilmiş, kemiksi, kaygan ve antiseptiktir. Antiseptik mukus salgısı, üzerine yapışan bakteri ve sporları yok eder.

    Balıkların hareket etmesinde önemli rol oynayan değişik kuyruk tipleri mevcuttur. Çatallanmış kuyruk tipine “difiserk”, çatallı olup eşit parçalı olana “homoserk”, köpek balıklarında olduğu gibi çatalları eş olmayan kuyruk tipine de “heteroserk” denir.

    Balıklar omurgalı canlılar içerisinde sayıca en fazla olanıdır. Çalışmalarda balık türünün 40.000 kadar olduğu söylenmektedir. 




    Balıkların günümüzde sportif ve akvaryumdaki değeri yanında büyük bir protein kaynağı olması ticari değerini arttırmaktadır. Balıkların yeryüzündeki dağılımları o kadar geniştir ki, Antartika sularında, sıcak tropikal sularda, acı sularda, tatlı sularda, ışığın ulaştığı dağ derelerinde veya insanların henüz ulaşamadığı oldukça derin ve karanlık sularda yaşayabilmektedir. Üç türlü beslenme görülür: Herbivor (otçul), karnivor (etçil) ve omnivor (hem et hem de bitkisel besin yiyenler). Yalnız çenelerinde değil, bütün ağız boşluklarında ve yutaklarında sıralanış ve şekil olarak birbirinden farklı birçok diş bulunur. Bu genelde beslenme şekillerine göredir. Bazılarında farinks (yutak) dişleri gelişmiştir. Yalnız Mersin balıklarında ve Demet solungaçlılarda diş bulunmaz.

    Duyu Organları

    Görme organları
    Balıklarda gözler yüksek omurgalı lara benzer. Kornea daha düz ve mercek daha yuvarlaktır. Kornea, merceğin önünde koruyucu bir görev yapar. İris; kırmızı, siyah, portakal rengi, mavi, yeşil olabilir. Balıklarda göz yapısı, yaşadıkları çevreye uygun bir özellik arz eder. Işığın kolay geçtiği temiz sularda yaşayanlar iyi görür ve renkleri ayırt ederler. Derinde yaşayanlarda gözler oldukça büyük olup, ışığın zayıf olarak ulaştığı daha derinlerde teleskop gözlü olanlarına da rastlanır. Bulanık sularda yaşayan balıklarda ise gözler küçülmüştür. Kör mağara balıklarında gözler görev yapmaz. Işık olmadığından gözlere ihtiyaç duymazlar. Balıklarda gözyaşı bezi ve göz kapağı bulunmaz. Yalnız Raja balıklarında üstten gelen ışığa karşı gözü korumak için üzeri pullu kalın bir kapak vardır. Balıklar dinlenme halinde yakını görür, uzak için uyum yapar. Memelilerde durum tersinedir. Bazı dişli sazanlarda gözler yatay bir bantla ikiye ayrılmıştır. Üstteki kısım havada, alttaki kısım suda görmeye yarar. Böyle balıklara "dört gözlü" denir.

    Balıkların sudaki görme duyuları hakkında yapılan araştırmalarda aşağı ve geri hariç, gözlerinin çok geniş bir görüş vizyonuna sahip olduğu, birçok yırtıcı balığın renkleri çok net ayırdığı tespit edilmiştir. 


    Suda görüş karadakine göre farklılıklar taşır. Su bir renk filtresi gibi görev yapar. Derine indikçe ve bulanık sularda bu etki daha da artar ve renklerin canlılığı azalır. Renklerin su altında derinliğe göre görünüş yüzdesi aşağıdaki tabloda olduğu gibidir.

    Renk 3 Metrede 6 Metrede 9 Metrede
    Kırmızı 6.5 0.4 0.25
    Turuncu 50 25 12
    Sarı 73 53 40
    Yeşil 88 78 69


    Tat alma organı

    Balıklarda tat alma cisimcikleri dudaklarda, farinkste, burun epitelyde baş derisinde bıyıkların uçlarında yerleşmiş olduğu gibi bazılarında da ağız içinde yerleşmiştir. Balıklarda dil yoktur. Olanlarında da gelişmemiştir. Sazanların ağzı içinde çok kalın kastan yapılmış yastık şeklinde bir yapı bulunur. Bu organ tat almaya yarar. Balıklar bazı maddeleri memelilerden daha iyi ayırt edebilirler. Sazanlar tatlı, tuzlu, acı suyu ve asitli ortamı ayırt edebilirler.

    Dokunma duyusu
    Dokunma duyusunda bıyıkların rolü büyüktür. Bıyıklar tat almada etkili olduğu gibi, besin bulma ve dokunma organı olarak da görev yaparlar.

    Balıkların baş, gövde ve yüzgeç derileri üstünde tomurcuk veya çukurcuklar halinde küçük duyu organları mevcuttur. İçlerinde sinir uçları dallanmış haldedir. Görevleri; yaklaşan düşmanı, sıcaklık değişimini, besin ve tuzluluğu hissetmektir. Duyuda yan organın da etkisi önemlidir. Bazı derin deniz balıklarının yüzgeç ışınlarında uzamış olan bazı kısımlarında duygu organları yer almıştır.

    İşitme ve yan organ (Yanal çizgi)

    Balıklarda dış ve orta kulak yoktur. İşitme organı bir kapsül içinde bulunan iç kulaktan ibaret olup, sudaki ses titreşimlerini idrak eder. Bu işitme organına “labirent” denir. İşitmede etkili olduğu gibi, dengenin sağlanmasında, ağırlık ve yer çekimi tespitinde de önemli rol oynar. İçlerinde kalsiyum karbonattan yapılmış “otolit” adı verilen cisimcikler de bulunur. Bazı balıklarda hava kesesinin ön kısmının her iki yanında iç kulakla ilişkili dörder adet kemikçik bulunur. “Weber cihazı” adını alan bu sistem ses dalgalarını ve basınç değişimini iç kulağa ileterek daha iyi işitmeğe yardım eder. Küçük frekanslı titreşimler, yanal çizgi sistemiyle idrak edilir. Bu, vücudun yanlarında derinin altında uzanan içi mukus dolu bir çift kanaldır. Belirli aralıklarla bu kanalı pulların arasından veya ortasından dışarı bağlayan yollar, bu yolların ucunda içinde sıvı ve sinir hücreleri bulunan bir torba vardır. Sudaki titreşimler bu sıvıya geçerek sinir hücreleri tarafından idrak edilir. Mesaj daha sonra sinirler vasıtasıyla beyne iletilir. Bir başka balığın hareketinin doğurduğu titreşimleri, yanındaki balık bu yolla duyar. Yan organ çok alçak frekanslı titreşimleri idrak edip işitmeye yardımcı olduğu gibi, su akıntısının yönünü, sıcaklık ve soğukluk farklarını da tespit eder. Yan organ işitmede de yardımcı olur. Ses ve basınç dalgalarını tespit edebilir. Kemikli balıklarda, vücudun her iki yanında solungaçlardan kuyruk yüzgecine kadar uzanır.

    Koku duyusu
    Balıklarda burun (nostril), solunum için değil, suda çözünmüş kimyasal maddeleri koklamaya yarayan bir duyu organıdır. Koku alma kapsülleri üst çene üzerinde bulunan bir çift (veya bir adet) burun çukuruna yerleşmiştir. Koku maddelerini taşıyan su burun deliklerine girip çıkarken, koklama kapsüllerini yalayarak sinirleri uyarır. Bu duyu köpek balıkları gibi bazı balıklarda çok kuvvetlidir. Köpek balıkları kan kokusunu yüzlerce metre uzaktan alabilirler.

    Yüzme kesesi
    Balıkların suda batmadan durmasını sağladığı için önemlidir. Sindirim kanalının bir uzantısı olup, sırt tarafta torba şeklindedir. İçi CO2, O2 ve azot gazları ile doludur. Balığın yoğunluğunu, suyun yoğunluğuna göre ayarlar. Balık suda batmadan durmak için, içindeki gazı artırarak keseyi şişirir. Yüzerken havasını azaltır. Bazı balıklarda yüzme kesesi ikiye ayrılmıştır. Yüzme kesesi solunum, hidrostatik görev, ses meydana getirme ve bazı uyartıları hissetmede de etkilidir. Bütün balıklarda hava kesesi bulunmaz. Böyle balıklarda yağlı vücut ve göğüs yüzgeçleri batmalarına mani olur. Dip balıklarında ise zaten gereksizdir.

    Üreme
    Yumurtlama zamanlarında dişi balık, bir kaç saat içinde dibe binlerce yumurta bırakır. Erkek, yumurtalar üzerine sperm ihtiva eden sıvısını püskürterek yumurtaları döller. Böyle döllenmeye vücut dışında cereyan ettiğinden “dış döllenme” denir. Yumurtadan çıkan yavrular, etraftaki “plankton” denen küçük organizmaları yiyerek gelişirler. Köpek balığı gibi bazı balıklarda döllenme, dişinin vücudunda olur. Yumurtalar vücut içinde açıldığından doğuruyormuş hissini verir. Böyle doğurucu balıklara “ovovivipar” denir. Zaman zaman bazı balıklar hermofrodit (erkek ve dişi organa sahip) olurlar. Uskumru, sazan ve alabalıklarda bu duruma rastlanır.

    Ebedi takvim

    Ebedi Takvim






     
     
     

    Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı