| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Exocoetidae | Parexocoetus brachypterus | Exocoetus | Uçan balık |
Etiketler
- Av Malzemeleri (3)
- Avlanma şekli (19)
- Balık Türleri (76)
- Balık Yemleri (14)
- Denizcilik Bilgileri (14)
- Düğüm ve Bağlar (13)
- Lingler (7)
- Mevzuat (2)
- Oltalar (24)
- Sayfalar (3)
- Videolar (5)
- Yapay yemler ve Avcılığı (11)
- Yararlı Bilgiler (7)
- Yeni Başlayanlar için (4)
- Yumuşakçalar (7)
- Önlemler (2)
Hava durumu
İzleyiciler
7 Ağustos 2011 Pazar
Uçan Balık
Mürekkep Balığı(Subye)
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Sepiidae | Sepia officinalis | Sepia, cuttle fish | Supya, Sepya,Sübye,Mürekkep balığı |
Kafadanbacaklılar (Cephalopoda) sınıfının, Onkollular (Decapodiformes)Hepsi ayrı eşeylidir. Solungaç solunumu yaparlar.Baş ve gövdeden meydana gelen vücut oval ve üstten basıktır. Ağız bacakların arasında gaga şeklindedir. Gözler başın iki yanında ve iridir. Ağız bölgesinden çıkan 10 adet kolları vardır. İki kolu diğerlerinden daha uzundur. Dinlenme halinde içe çekilmiş olan bu kollarını avlarını yakalamak veya korunmak maksadıyla ileri doğru fırlatırlar. Kollarının iç yüzeylerinde çok sayıda vantuz (emeç) bulunur. Vantuzların içleri dişli boynuzsu yapılarla bezenmiştir. Ilıman ve sıcak denizlerin kıyı sularında bol rastlanırlar. Boyları 20 cm ile 18 cm arasında değişen türleri vardır. Çoğu 50-60 cm arasındadır. Yırtıcı hayvanlardır. Balık, karides, yengeç ve diğer yumuşakçalarla beslenirler. Bazan balık sürülerine dalar veya ufak mürekkepbalığı kolonilerini takip edip karınlarını doyururlar. Mürekkepbalığı, avına arkasından yaklaşıp omuriliğini ısırarak kopartır ve felç etmek suretiyle öldürür. Bazan her avdan sadece bir ısırık alıp dinlenmeye çekilir. Vantuzlu dokunaçlarıyla avlarını yakalar, kollarıyla da ağıza götürürler. Mürekkepbalıkları olağanüstü bir beyin, heyecan hissi, hassas bir koku alma duyusu, oburluğa varan bir tat alma duyusu ve çok hassas gözlere sahiptir. İri gözlerinde 70 milyon görme hücresi vardır. Görüş alanları 360 dereceyi bulur. Arkalarını da rahatça görebilirler. Karanlık sularda koku alma duyusuyla avlarını tespit ederler. Sinir sistemleri tarafından kontrol edilen ve kromotofor denen renk değiştirme hücreleriyle her ortama kamufle olurlar. İridosist (?) denen deri hücreler de ışığı yansıtarak renk değiştirmeye yardımcı olurlar. Pusuya yattıklarında kuma gömülerek kendilerini gizlerler.Cinsi olgunluğa ulaşmak üzere kışın derin sulara göçerler. İlkbaharda çiftleşmek ve yumurtlamak üzere yosunlu kıyılara gelir, yaz sonunda yumurtladıktan sonra genellikle ölürler. Yumurtalar yosunlara veya sert zeminlere bir kapsül içinde yapışır, yaz sonunda çıkarlar, yavrular sonbaharda derin sulara göçerler.
Mürekkep balıkları
ahtapotlar gibi renklerini çok hızlı değiştirebilirler. Bazen renk dalgaları bedenlerinde nabız atması gibi görünür. Bu kadar fazla değişikliğin olmasına kızgınlık, yiyecek görme, korku ve bulunduğu yerin rengi gibi farklı nedenler sebep olabilir. Renk değiştiren bir mürekkep balığı gerçekten çok ilginç bir görünüme sahip olur. Yüzü kızarır ve yüzünde kırmızı ve altın yaldız rengindeki küçük benekler gelip gider. Balığın desenleri de küçük beneklerden koyu çizgilere ve göz gibi lekelere dönüşebilir.| Maksimum uzunluğu | (erkek) 30 cm., (dişi) 25 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | (erkek) 15-20 cm., (dişi) 10-18 cm. |
| Maksimum ağırlığı | 1.5kg. |
| Ortalama ağırlığı | 200-400gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x |
Mürekkep Balığı Videosunu İzle
Mürekkep(Sübye)Balığı oltası ve Avcılığı
Uskumru
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Scobridae | Scomber scombrus | Atlantic mackerel, Mackerel | Çiroz, Kırma çiroz |
Vücut iğ şeklindedir. Sırtta aşağıya doğru inen açık veya koyu yeşilimsi-mavi, üzeri lekeli bantlar vardır. Başta beyin görünmez, karın tarafı açık gümüşi renktedir. Bütün yüzgeçler yumuşak ışınlı olup, gözler kolyoza göre daha ufaktır. Kolyozdan kafada ve vücutta bulunan pulların tek düze, sırt yüzgecindeki dikenleri daha çok sayıda (11-13), pulları ve yanlarının altında koyu esmer lekeler ve hava kesesi olmayışı ile ayrılır. 8-10 yıl yaşarlar.
Açık denizlerde sürüler halinde yaşayan uskumrunun en sevdiği balık hamsi, çaça, aterina ve çamukadır. Bunların yanı sıra diğer balıkların yavruları ve planktonla da beslenir. Buna karşın orkinos, kofana ve torik gibi etçil balıkların saldırısına uğrar. Çok çevik ve hızlı bir balık olan uskumru saatte altı yedi deniz mili sürate ulaşabilir.
Türkiye sularında Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de bulunan uskumru yok olma tehlikesi yaşayan lezzetli bir balıktır. Uskumrunun yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmasının iki temel nedeni vardır: Deniz kirliliği ve aşırı avlanma. Özellikle aşırı avlanma yüzünden uskumru sürüleri son yıllarda Marmara’ya ve Karadeniz’e çıkamadığından göçü sona ermiştir.
ÜREME DÖNEMİ
Şubat sonu ve Mart başlarından itibaren Nisan ayında üreme devresini geçirirler. 3 yaşından itibaren eşeysel olgunluk dönemine girerler. Yumurta verimleri 300.000-450.000 arasında değişir.
TÜKETİM ŞEKLİ
Eti lezzetli olan uskumrunun ızgarası, tavası, dolması, buğulaması ve çirozu çok makbuldür. Tütsülenmiş ve konserve uskumru, balıkçılık endüstrisi gelişmiş Atlas Okyanusu ülkelerinin en önemli ihracat kalemi arasındadır.
| 20-25 cm | Vonoz |
|---|---|
| 30-35 cm | lipari |
| Yağsız uskumruya | Çiroz |
| Ortalama ağırlığı | 110 gr. |
| Maksimum uzunluğu | 50 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 30-35 cm. |
| Maksimum ağırlığı | gr. |
| Ortalama ağırlığı | 100-125 gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x |
Uskumru avı:
4 Ağustos 2011 Perşembe
Yunus
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Dohphinidae | Delphinus delphis | Common dolphin | Tırtak |
Morfolojik Özellikleri:
Vücut füze şeklinde, bir sırt iki göğüs, bir de kuyruk yüzgeci vardır. Rengi sırtta grimsi siyah, karında ise beyazdır. Yanlarda uzunlamasına sarımtırak veya açık kahverengi kısımlar bulunmaktadır. Burun yapısının uzun olması Karakteristik özelliğidir. Büyük sürüler oluşturur ve sıçrama hareketi yaparlar.| Maksimum uzunluğu | 250 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 150-170 cm. |
| Maksimum ağırlığı | 100 kg. |
| Ortalama ağırlığı | 50-70 kg. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
x
|
x
|
Günümüzde yunusların balık olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Çünkü yunusların yapıları, sucul yaşama uyum sağlayarak vücudun balık şeklini almasına neden olmuş ve yunuslar diğer memelilerden oldukça uzaklaşmışlar. Yunuslar MÖ 400 yıllarında ilk kez Aristoteles tarafından balık olarak tanımlanmışlar ve bu yanılgı onların kedi, koyun ya da inek gibi bir memeli olduğu anlaşılıncaya kadar sürmüş.
Yunuslar tıpkı balinalar, foklar, morslar, deniz aslanları gibi birer deniz memelisi. Zaten balinalarla da yakın akrabalar ve bu yakın akrabalarıyla birlikte memelilerin Cetacea (Balinalar + Yunuslar) takımında yer alıyorlar. Bu takıma ait olan ve gerçek yunuslar olarak bilinen Delphinidae familyasına ait birçok yunus türü var. Ama hemen tüm denizlerde yaşayan ve Türkiye denizlerinde de en yaygın olan tür, Delphinus delphis. Bu türe "Tırtak" adı da veriliyor.
- Yunuslar deniz memelisi oldukları için karasal memelilerden pek çok farklılıklar gösteriyorlar. Örneğin üyeleri çok farklılaşmış. Ön üyelerinde üst ve ön kol körelmiş. Yani göğüslerindeki yüzgeçleri, aslında yunusların elleri ve bu yüzgeçlerdeki 5 ışın da parmakları. Arka üyeleriyse kalça kemeri dışında tümüyle körelmiş.
- Derileri diğer pek çok memeliden farklı olarak kılsız ve pürüzsüz. Bunun yerine ısı yalıtımını sağlamak için derilerinin altında kalın bir yağ tabakası görülüyor.
- Yine diğer memelilerden farklı olarak gözleri vücutlarına oranla çok küçük. Kulak açıklığı gözlerle göğüs yüzgeci arasında bulunuyor ve kulak kepçeleri yok; ancak, işitme duyuları gelişmiş. Yönlerini ultrasonik dalgaların yansımasıyla buluyorlar. Tek bir burun delikleri var ve bu da başlarının üzerinde bulunuyor. Tıpkı balinalar gibi soluk verirken bu deliklerden su fışkırtıyorlar. Yavrularını suyun içinde doğuruyor ve suyun içinde emziriyorlar.
- Yunus Familyası: (Delphinidae). Yaşadığı yerler: Bütün denizlerde, sürüler halinde yaşarlar. Özellikleri: Burunları gagalı, sırtları tek yüzgeçli bir memeli. Yüzerken havaya sıçrama özellikleri vardır. Ömrü: 25-35 yıl. Çeşitleri: Şişe burunlu yunus, umumi yunus en ünlüleridir.
- Her türlü denizde, hatta tatlı sularda yaşayan memelidir. 60'tan fazla türü vardır. En çok tanınanı umumi yunus (D. delphis) ve şişe burunlu yunus (T. turuncatus)tur. Genellikle boyları 2 metre, ağırlıkları 250 kg kadardır. Sırtları yeşilimsi esmer, karnı beyazdır. Diğer balıklarla beslenir. Sırtında geriye kıvrık tek bir yüzgeci vardır. Göğüs yüzgeçleri, başının yanında tarak gibidir. Kuyruğu bütün balinalar takımında olduğu gibi yataydır. Keskin, konik dişleri vardır. Vücudu torpile benzer. Bütün memeliler gibi akciğer solunumu yapar. Başının üstünde bir hava deliği vardır. Kulakları gözlerinin önünde ufak birer delik şeklindedir. Yavrularını doğurur ve sütle besler.
- Yunuslar bazan tek tek, bazan çift halinde dolaşmalarına rağmen genellikle sürü halinde dolaşırlar. Sardalye ve ringa balıklarına düşkündürler. Böyle bir sürüye rastladıkları zaman her bir yunus, ortalama 5000 tane balık yiyebilir. Normalde günlük besini 40 kg balıktır. Gemilerin köpüklü sularında oynaşmayı ve deniz taşıtlarına eşlik etmeyi severler. İnsanoğluna en çok yakınlık gösteren deniz hayvanıdır. Birçok hareketler öğreterek sirklerde gösteriler yaptırılır. Ak robotik hareketler, sıçrayarak çemberlerden geçme gibi numaralar onun işidir. Şişe burunlu yunus en çok bu işte kullanılır.
- Yunuslar, tabii bir su altı radarı sistemine sahiptir. Gözleri kapatılan bir yunus, dipteki balıkları eliyle koymuş gibi şaşırmadan bulur. Bunun sebebi araştırılmış, yunusların bir çeşit sinyaller yaydığı anlaşılmıştır. Sinyaller sayesinde, deniz dibindeki balıkların yerini keşfetmektedir. Balıklar yunus'la karşılaştıklarında, oldukları yerde donakalırlar.
- Yunusun yüksek frekanslı sesler çıkarıp balıkları tesirsiz hale getirdiği sanılmaktadır. Yunusların, bilgi ve zekaları, su altında acayip seslerle haberleşmeleri hakkında çok geniş çalışma ve araştırmalar yapılmaktadır. Bazı ülkeler yunus balıklarını programlayarak su altındaki yabancı gemileri veya batık gemileri bulma araştırmaları yapraktadırlar.
- Yunuslar, halk arasında sevilen bir memelidir. Pusulasını şaşıran gemilere yol gösteren, boğulmakta olan insanları sırtına alarak sahile çıkaran, birçok yunus'a rastlanmıştır. Yeni Zelanda hükümeti, bu hizmetlerini göz önüne alarak yunusların avlanmasını yasak etmiştir. Birçok ülkede açgözlü avcılar tarafından bol avlandığından nesilleri tükenme tehlikesi göstermektedir. Yağı çıkarılır, etinden özel muameleler sonucu balık unu elde edilir. Gübre veya yem sanayi inde kullanılır. Yaralandığında veya yavrusu yakalandığında insan gibi inleme sesleri çıkarmaktadır.
Yunusların Sosyal Yaşamı
Yunuslar çok büyük gruplar halinde yaşar. Güvenli bir koruma için dişiler ve yavrular böyle bir grubun ortasında yer alır. Grubun hasta üyesi yalnız bırakılmaz, ölene kadar grubun içinde tutulur. Bu güçlü dayanışma bağı, yeni bir yavru gruba katıldığı ilk günden itibaren başlar.
Yunus yavruları önce kuyrukları dışarı çıkacak biçimde doğarlar. Bu sayede doğum tamamlanana kadar yavrunun havasızlıktan ölmesi önlenmiş olur. En son yunusun başı doğum kanalından çıkar çıkmaz, ilk nefesini alması için hızla su yüzeyine çıkarılır. Genellikle, yardım amacıyla anne yunusa bir başka dişi yunusda eşlik eder.
Anne yunus doğumdan sonra hemen yavrusunu emzirir. Süt emmek için dudağı olmayan yavru, annesinin karnındaki bir yarıktan çıkan iki süt kaynağından beslenir. Bu bölgeye ufak ağız darbeleriyle dokunduğunda süt fışkırır. Yavru her gün onlarca litre süt içer. Bu sütün % 50″si yağdan meydana gelir (ineklerde ise sütün sadece % 15″i yağdır). Bu yoğun kıvam sayesinde, yavrunun vücut ısısını dengelemek için ihtiyaç duyduğu yağlı deri tabakası hızla oluşur. Hızlı dalışlar esnasında diğer dişiler yavruyu aşağı doğru iterek yardımcı olurlar. Ayrıca, yavruya avlanmayı ve sonarını kullanmayı da öğretirler. Bu yıllarca süren bir eğitim safhasıdır. Bazıları yıllarca sevdikleri bir aile üyesinin peşinden ayrılmazlar. 30 sene boyunca bu böyle devam edebilir.
Vurgun Yemeyi Önleyen Sistem
Yunuslar insanlarla kıyaslanamayacak kadar derin sulara dalabilirler. Bu konudaki rekor Balinagillerden amber balığına aittir. Amber balığı bir nefes alışla 3000 metre derine dalış yapabilir. Gerek yunuslar gerekse balinalar bu tip dalışlara uygun bir tasarımda yaratılmışlardır. Palet şeklindeki kuyruklar suya dalmayı ve yüzeye çıkmayı oldukça kolaylaştırır.
Dalış için yaratılmış bir başka tasarım da hayvanın ciğerlerinde gizlidir: Hayvan derine daldıkça üzerindeki suyun ağırlığı, yani basıncı artar. Bu basıncı dengelemek için, ciğerlerinin içindeki hava basıncını da giderek artırır. Ancak bu hava basıncı giderek çok yüksek derecelere çıkar. Aynı basınç bir insan ciğerine uygulansa, ciğer yırtılıp parçalanacaktır. İşte bu tehlikeye karşı yunusun vücudunda çok özel bir koruma yaratılmıştır: Yunusların akciğerlerindeki bronşlar ve hava kesecikleri, basınca karşı son derece dayanıklı kıkırdak halkalarla korunmuştur.
Yunusların vücutlarındaki bir diğer yaratılış örneği ise, vurgun tehlikesine karşı alınan tedbirdir. Dalgıçlar su yüzeyine hızlı çıkışlarda basınç farkından kaynaklanan bu tehlikeyle karşılaşırlar. Vurgunun nedeni, akciğerlere çekilmiş olan havanın ani bir biçimde kana karışarak damarların içinde hava kabarcıkları oluşturmasıdır. Bu baloncuklar kan dolaşımındaki düzeni bozarak ölüm tehlikesi meydana getirir. Balinalar ve yunuslar ise bizler gibi akciğerleriyle solumalarına karşın böyle bir problemle asla karşılaşmazlar. Bunun nedeni, derinlere dalarken insanlar gibi dolu ciğerle değil, boş ciğerle hareket etmeleridir. Ciğerleri hava ile dolu olmadığı için, bu havanın basınç değişikliği nedeniyle kana karışması ve dolayısıyla “vurgun yeme” tehlikesi ile karşı karşıya kalmazlar.
Ama asıl soru burada ortaya çıkar: Eğer ciğerlerini hava ile doldurmuyorlarsa, oksijensiz kalıp boğulmaktan nasıl kurtulurlar?
Bu sorunun cevabı, bu canlıların kaslarındaki yüksek orandaki “miyoglobin” proteinidir. Bu miyoglobin proteinleri, çok yüksek miktarda oksijen molekülünü kendi üzerlerine bağlar ve muhafaza ederler. Yani canlı için gereken oksijen, ciğerdeki havada değil, doğrudan kasların içinde saklanır. Yunuslar ve balinalar bu sayede uzun süre nefes almadan yüzer ve diledikleri kadar da derine dalabilirler. İnsanlarda da miyoglobin proteini vardır, ama çok daha az oranda olduğu için, aynı yüzme serbestliğini sağlamamaktadır. Yunus ve balinalara özel olan bu biyokimyasal ayarlama, elbette bilinçli bir tasarımın açık delilidir. Allah, her canlı gibi deniz memelilerini de içinde bulundukları şartlara en uygun vücut yapılarıyla yaratmıştır.
Vatoz
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Rajidae | Raja clavata | Thomback ray | Dikenli vatoz |
Morfolojik Özellikleri
Vücut kare şeklinde olup, üstten ve alttan yassılaşmıştır. Yan fazla gelişmiştir. Vücudun üst tarafı sarımsı kahverengi, alt beyazdır. Kuyruğu oldukça kısa olup, üzerinde iki sırt yüzgeci bulunur. Üst tarafı genellikle kaba dikenlerle kaplıdır. Engin erkeklerin üst tarafında, dişilerin alt ve üst tarafında kıvrık dikenli geniş plakalar bulunur.| Maksimum uzunluğu | erkek 70 cm, dişi 120 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | cm. |
| Maksimum ağırlığı | gr. |
| Ortalama ağırlığı | 3-4 kg |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x | x |
Yılan Balığı
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Anguillidae | Anguilla anguilla | Eel | Yılan Balığı |
Morfolojik Özellikleri:
Vücut uzun yılan şeklinde, yanlarda hafif yassı olup küçük pullarla kaplıdır. Renk üreme zamanına kadar kahverengimsi sarı, üreme zamanı gelince gümüşidir. Ömürlerinin büyük kısmını (6-20 yaşa kadar) tatlı sularda geçirirler. Yumurtlamak üzere tatlı suları terk ederek denize açılırlar. Üremelerini Meksika Körfezinde gerçekleştirirler. Hayatlarında bir defa yumurta kaparlar. Yumurtlayan yılan balıkları ölür. Çıkan yavrular 3 yaşında, 65-70 mm boyuna geldiklerinde karasularımıza ulaşırlar. 20-60 yıl yaşarlar.
| Maksimum uzunluğu | 1-5 m. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 65-70 cm. |
| Maksimum ağırlığı | 4-6kg |
| Ortalama ağırlığı | 0.6-2 kg |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x |
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Zargana
| Familyası | Latincesi | İngilizcesi | Mahalli Adı |
|---|---|---|---|
| Belonidae (Scombrisocidae) | Belone belone | Gav fish | Sargan, İğne balığı, Deniz çulluğu |
Morfolojik Özellikleri:
Vücut ince uzun bir yapıdadır. Her iki çene gaga gibi uzamıştır. Alt çene üst çeneden daha uzundur. Pullar ince olup vücuttan kolayca ayrılır. Renk üstte yeşilimsi olup, siyah uzun bir çizgi vardır. Yan tarafları gümüşidir. Omurga kemikleri yeşilimsi yapıdadır. 18-20 yıl yaşarlar. Özellikleri: Belonidae familyasından olan zarganaların bilim adı Belone belone'dir. Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de görülen zarganalar dünya üzerindeki bütün ılıman ve sıcak denizlerde yaşarlar.
| Maksimum uzunluğu | 90 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 60 cm. |
| Maksimum ağırlığı | 1 kg. |
| Ortalama ağırlığı | 200-300 gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x | x | x | x |
30 Temmuz 2011 Cumartesi
Kıyı oltası
![]() |
| Özellikle kıyıdan çipura avlamak için olta şeması |
Kefal balığı Avcılığı
+ Büyük Halini Görmek İçin Resme Tıklayınız
Avlanması
Bu balığın yemlenmesi, hem de yakalanması amacını güder. Piyasada satılan 2 m kadar çapında mantar yada poliüretandan yapılan ortasından tel geçirilerek halka yapılmış şamandıralar kullanılır. Halkanın birine beden bağlamak amacıyla Misinaya iğne bağlama kısmında gösterildiği gibi yapılır. Takım hazırlandıktan sonra ekmeğin kabuk kısmından şamandıranın boyu kadar etrafını saracak büyüklükte kesilerek şamandıranın etrafına sarılır. Alttan sarkan iğneli kösteğin en sonundaki iğneden tutularak ekmeğin üzerinden dolanarak sarılıp son iğne şamandıraya sıkıca saplanır. Ekmeğin dağılmaması için takımı çevirerek değil savurarak atmak gerekir.
+ Büyük Halini Görmek İçin Resme Tıklayınız
Deniz çırpıntılı yada akıntılıysa bedene kurşun takılarak sürüklenmemesi sağlanmalıdır. Kurşun ile mantar arasındaki mesafe takımın kullanılacağı derinlikten 50 cm kadar fazla olmalıdır. Bunu ayarlamak için takımı yemlemeden atarak su derinliği ölçülüp sonra yemlemek gerekir. Biraz daha ustalaştıktan sonra kurşun ile mantar arasına birkaç tane daha iğne bağlanarak dip ve orta sularda gezen balıklarında yakalanma şansı arttırılır. Aynı zamanda dip ve orta sularda gezen balığın bu yemleri takip ederek su yüzünde bulunan esas olta kısmına yönelmesini sağlamış oluruz. Kullanılan kurşun ağırlığı sürüklenmeyi önleyecek ağırlıkta seçilmelidir.
27 Temmuz 2011 Çarşamba
Yelken
Direk:Yelken bezimizin durmasını sağlayan ve onu destekleyen birimdir.Eskiden ahşap olan direklerin yerini günümüzde alüminyum hatta karbon bileşimler almıştır.
Ana Yelken:Eğer yelkenli teknemizde 2 yada 3 yelken varsa bunların en büyüğüne veya bumbaya bağlı olanına ana yelken deriz.
Çıta Yerleri:Yelkenimizin arka kısmına şekil vermek için yelkenin arka kısmına çıtalar takılır.Bu çatılar sayesinde yelkenimize istediğimiz trimi verebiliriz.
İskota:Ana yelkenin rüzgarla yaptığı açıyı ayarlamamızı sağlar.İskotayı çekerek veya bırakarak tekneye yön verebiliriz.
Bumba:Ana direğe bağlı ve yelkeni alttan tutan bir parçadır.Yelkenli teknin direk gibi önemli bir ekipmanıdır.Özellikle sert havada,kavança atarken çok hızlı hakeret kabiliyeti olduğu için dikkat edilmelidir.
Pala:Dümenin suya giren ve tekneye yön vermemizi sağlayan parçadır.
Salma:Yelkenli tekneye yelken dememiz için gerekli olan en önemli parça da sayılabilinir.Yelkenli teknenin su içinde ağırlık merkezini dengeler ve teknemizin yana kaymasını önemli bir ölçüde engelleyerek,onun düz bir şekilde rotasına devam etmesini sağlar.Özellikle orsa seyrinin salma olmadan yapılması neredeyse imkansızdır.Günümüzde tekne tiplerine göre çok farklı salma şekilleri üretilmektedir.
Flok:Özellikle çift yelkenli teknelerde ana yelkenin önünde küçük bir yelken daha bulunur.Bu yelkene flok adı verilir.Bu yelkeninde kendine özgü iskotası bulunur ve flok iskotası denir.
Çarmık :Telleri:Çarmık telleri,direği tekneye bağlayan ve rüzgarın şiddetine göre çeşitli ayarları yapılan bir ekipmandır.genelde önde,yanlarda ve arkada bulunular.
Mandar:Direğin üst kısmına verilen addır.
Su Kapakları:Bazı küçük teknelerde içeri giren suyun dışarı atılmasını sağlayan bir kapakçıktır.Ama daha büyük yelkenli teknelerde bu işi sintine motorları yapar.
20 Temmuz 2011 Çarşamba
Oltayla kıyıdan kalamar avı
Kıyıdan kalamar avı
3 Temmuz 2011 Pazar
Ahtapot
Ahtapot paylaşan: teksin49
Kafadan bacaklılar sınıfından bir yumuşakça. Vücutları kısa ve yuvarlak yapıdadır. Bir çift gelişmiş gözleri vardır. Başının çevresinden 8 adet kol çıkar. Uzunlukları aynı olup, dipte kısa bir zarla birbirlerine bağlıdır. Her kolda iki sıra vantuz (yapışıcı safiha) bulunur. Yalnız “Eledone” cinsi ahtapotlarının kollarında tek sıra mevcuttur. Ahtapotlar gözleri ve beyinleri iyi gelişmiş, kabuksuz omurgasız hayvanlardır. Manto boşluklarında bulunan solungaçlarıyla solunum yaparlar. # Derin denizlerde kayalıklar arasındaki yarıklarda gizlenerek yaşarlar. Bütün denizlerde bulunmakla beraber, ılık sularda daha yaygındırlar. Boyları 2-3 santimetreden 10 metreye kadar değişik büyüklükte türleri vardır. Alaska’da yakalanan bir Pasifik ahtapotunun kol uzunluğu 10 metreye yaklaşmakta, ağırlığı 300 kg, gövdesinin çapı 46 cm gelmekteydi. Kol uzunluğu 3 m, çapı 22 cm olan bir ahtapotun ağırlığı 20 kg kadardır.
30 Haziran 2011 Perşembe
Kıllı Midye (Modiolus barbatus)
F- Mytildae
L- Modiolus barbatus
İ- Bearded horse-mussel
M- Kıllı midye, At midyesi
Morfolojik Özellikleri:
Kabuk iki eşit parçadan meydana gelmiş olup, umbo kısımları düzgündür. Kabuk üzerinde yatay halkalar, uç kısımlarında tüberküller vardır. Bundan dolayı kıllı midye denir. Kendilerini bissus iplikleri ile bir mesnete tespit ederler. Kabuk rengi açık siyah, iç kısmı beyazdır. Üzerinde mavi ve pembe renginde hatlar bulunur.
| Maksimum uzunluğu | 6 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 3-4cm. |
| Maksimum ağırlığı | gr. |
| Ortalama ağırlığı | gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x | x |
Akivades(Tapes decussatus)
F- Veneridae
L- Tapes decussatus
İ- Cross-cut, Carpet shell
M- Kum midyesi
Vücut iki eşit kabuktan yapılmış, kabukların üzerinde hem dikey hem yatay ışınlar vardır. İç kısmı beyazımsı olup, iki kapama kası vardır. Önde üç adet kardinal diş bulunur, kabuğun içinde monto izi gayri muntazam görüntüdedir. Kabukta esmer benekli noktalar vardır. Solunum ve boşaltım sifonları bulunur. ayakları gelişmiş olup, toprağı kazmaya yarar. Zeminin 5-25 cm derinliğinde kumluk çakıllık ortamlarda yaşar.
| Maksimum uzunluğu | 6 cm. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 3-4 cm. |
| Maksimum ağırlığı | gr. |
| Ortalama ağırlığı | gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| x | x |
Akivades(Tapes decussatus)
F- Veneridae
L- Tapes decussatus
İ- Cross-cut, Carpet shell
M- Kum midyesi
Morfolojik Özellikleri:
Vücut iki eşit kabuktan yapılmış, kabukların üzerinde hem dikey hem yatay ışınlar vardır. İç kısmı beyazımsı olup, iki kapama kası vardır. Önde üç adet kardinal diş bulunur, kabuğun içinde monto izi gayri muntazam görüntüdedir. Kabukta esmer benekli noktalar vardır. Solunum ve boşaltım sifonları bulunur. ayakları gelişmiş olup, toprağı kazmaya yarar. Zeminin 5-25 cm derinliğinde kumluk çakıllık ortamlarda yaşar.
| Değerler | cm | metre | gr | kg |
|---|---|---|---|---|
| Maksimum uzunluğu | 6 | |||
| Ortalama uzunluğu | 3-4 | |||
| Maksimum ağırlığı | ||||
| Ortalama ağırlığı |
Üreme zamanları:
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
X
|
X
|
Pinna nobilis
Morfolojik Özellikleri:
Pinna nobilis
Ortak adı "soylu kalem kabuk" türlerin kalem kabuk , büyük bir deniz çift kabuklu yumuşakça aile Pinnidae , 'kalem kabukları'. Çift kabuklu kabuğu yaklaşık 91 cm (3 metre) uzunluğunda büyüyebilir ve şekli değişkendir. Tüm kalem kabukları gibi nispeten kırılgan. İpek gibi tüyleri, ya da byssus, kabuk üreten lif oluşan güçlü bir "kablo" kullanarak kayalara tutunur. Kabuğun içinde parlak, anne-sedef kaplı . Bu türlerin kökeni Akdeniz'in ve 20 metre derinliğe kadar denizlerde yaşar. Ne yazık ki, son yıllarda, Pinna nobilis kısmen aşırı avcılık nedeniyle yok olma tehdidi haline gelmiştir.
Kabukları genelde sütlü kahverengidir. Bazen kızıl kahverengiye yakın renkte olanları da görülür. Kabuk üzerinde gri renkte noktalar bulunabilir. Genellikle kumlu bölgelerde yaşarlar. Deniz çayırlarının arasında sıkça görülürler. Sivri uçları ile kumun içinde dik dururlar. Dışarıda kalan kısımlarının üzeri liflidir. Tepe kısımları yuvarlaktır. Beslenme ve solunum için açılır, tehlike anında hızla kapanır.Kabuk parçaları eşit, uzun üçgen şeklindedir ve arkada birbirinden ayrılır. Kabukların tabanı düzdür ve yaşadıkları zemin üzerine sabit lenmiştir. Kabuğun dış kısmında çeşitli canlılar (kabuklu canlılar, yosunlar vb.) bulunabilir. Böylece kamuflaj sağlayarak düşmanlarından korunur. Canlı kısmı kabuğun içindedir. Kapaklarını açıp kapatarak plankton ve organik besin maddeleri ile beslenir.
| Maksimum uzunluğu | 3 m. |
|---|---|
| Ortalama uzunluğu | 45 cm. |
| Maksimum ağırlığı | gr. |
| Ortalama ağırlığı | gr. |
| Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| X | X | X |
Zebra midyesi
Bünyelerinde bulundurdukları sedef sayesinde zararlı maddelerden kendilerini korumak için onu inciye dönüştürürler.Midyeler sindirim yapmazlar. Aynı zamanda yemek olarak da tüketilirler.
Zebra Midyesi ( Dreissena polymorpha)
Hazar Denizi'nin ve Karadeniz'in yerli türüdür.Şu anda Birleşik Krallık (UK),Batı Avrupa,Kanada ve ABD'ye yayılmış bulunmaktadır.Besin için zooplanktonlarla mücadele halindedir,bu yüzden yerel besin zincirlerine zarar verir.Yerel yumuşakçaların ekolojik görevlerini yerine getirmelerini engelleyerek büyük ekonomik zararlara sebep olur.
Tanımlanması:
En fazla 3 santimetre uzunluğunda olabilir. Kabuğu siyah veya kahverengidir ve kabuğun üzerinde beyaz çizgiler vardır. Kabuk fazlaca kabarıktır. Ön ve arka yüzey arasında bir açı vardır. Renk şablonları fazlaca çok biçimlidir. Neredeyse tamamı ile siyahtan,renksize kadar, çizgi formlarının çeşitliliği ile birlikte değişkenlik gösterir.Bulunduğu Yerler:
Nehirlerin denizle birleştiği yerlerde,su yollarında,göllerde,kentsel alanlardaYaşayabileceği Koşullar:
Tuzluluk, 6 ppt ye kadarSıcaklık yaklaşık olarak 29 santigrat dereceye kadar
Saniyede 2 metreden daha hızlı akıntı olan yerde yaşayamaz.
Genel Etkileri:
Zebra Midyesi 7 ile 400 mikron aralığındaki organik ve inorganik parçacıkları süzer,Yerli planktoncullarla besin için rekabete girer.3 Haziran 2011 Cuma
Knot Nedir?
![]() |
Eski zamanlarda gemi süratini ölçmenin tek yolu, suya bir tahta parçası atarak gemiden ne kadar hızla uzaklaştığını gözlemlemek idi. Bu çok kaba ölçme yöntemi, “Chip log” yönteminin bulunduğu 1500-1600 yıllarına kadar kullanıldı. (Her iki yöntem de muhtemelen Hollandalı denizciler tarafından bulunmuştur.)
“Chip Log” aparatı, bir makaraya sarılı olan ipe irtibatlı, küçük ağırlık parçası olan ahşap bir panel ve bir zaman ölçer’den (30 sn.lik kum saati) oluşmakta ve Chip Log ipi boyunca eşit aralıklarla (7 kulaç/42 ft.) düğümler bulunmakta idi. (Kum saati bitene kadar 10 düğüm geçtiyse gemi sürati 10 Knot’tur.)
Denizciler ahşap paneli geminin kıçından suya attıklarında, üzerinde düğümler olan ip makaradan akmaya başlamakta ve gemi ileri doğru daha hızlı hareket ettikçe ip te daha hızlı akmakta idi. Kum saati ile ölçülen belirli bir zaman aralığında geçen düğüm adedinin sayılması ile geminin süratini söyleyebiliyorlardı.
Bu yöntem denizdeki sürat birimi olan “Knot”un başlangıcıdır. İngilizce de “Knot” Türkçede “düğüm” demektir. Yani geminin bir saate aldığı yolun deniz mili cinsinden ifadesi “Knot” olarak tanımlanır.
19 Nisan 2011 Salı
Jig ile avlanma yöntemleri (Jigging)
Jigging ülkemizde henüz yaygınlaşmamış olsada dünya ülkelerinin bir çoğunda kullanılan yaygın bir avlanma tekniğidir. Genellikle Tekneden dibe doğru Jig suni yemleri (Demir balık) sarkıtılarak düzenli aşağıda yukarı hareketler ile veya düzensiz hareketlerle hızlı ve yavaş sarma yapılarak yukarı doğru yemi çekmelerle yapılan bir avlanma tekniğidir. Bunun dışında tekneden veya derin sularda kıyılardan uzağa atıp çekme yöntemiyle de yapılmaktadır.
Tekneden uzağa atma yöntemide bulunduğunuz yerden daha geniş alanı taramanız açısında faydalı olacaktır.
Jigging için Çıkrık makinede kullanılabilir fakat bunun yerine yüksek devirli ve güçlü dişli tertibatı olan spin makineleri kullanmak daha doğru olur.
TEKNEDEDEN SARKITMA YÖNTEMİ İLE AVLANMA ŞEKLİ
Jig ile avlanmada suniyemi dibe indirip belirli derinlikleri kontrol ederek hızlı ve yavaş sallama hareketleri ile yukarı çekin veya düzenli düzensiz olarak makinenizi sararak kıskandırıcı hareketler ile hedef balığı avlanmaya çalışın.
TEKNEDEDEN UZAĞA ATMA YÖNTEMİ İLE AVLANMA ŞEKLİ
Kıyıdan atarak avlanma yapabilmeniz için derinliğin yeterli olması gerekir sığ sularda bu işlem çok iyi netice vermez. Yüksek akıntılı boğaz geçişlerde bu tip avlanmaya uygun olabilir.
Jigging için Çıkrık makinede kullanılabilir fakat bunun yerine yüksek devirli ve güçlü dişli tertibatı olan spin makineleri kullanmak daha doğru olur.
16 Kasım 2010 Salı
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

.jpg)
.gif)

.jpg)

.jpg)

.jpg)

.jpg)
.png)




.png)















